13 Ekim 2010 Çarşamba

Biz Mi Çok Zekiyiz?


Açıkçası Türkiye'de olan biteni görünce futbolu konuştuğum arkadaşlarımla bizler mi çok zekiyiz sorusu aklıma geliyor. Rijkaard'ın ve yönetimin yaptıkları sonucu Galatasaray'ın hali, Aykut Kocaman ve onu buraya getirenlerin yaptıkları sayesinde fenerbahçenin hali, Guus Hiddink ve yardımcıları ile milli takımın hali.

Görüyoruz ki Galatasaray ve fenerbahçe Avrupa'da yok. Türkiye milli takımı müthiş geçen son dünya kupasına gidemedi ve biz evde, yeri geldi işyerinde maçları izledik. Dün akşamsa olanlar, yok artık şaka mı yapıyorsunuz dedirtti.

Öncelikle Almanya maçını hep beraber izledik. 5 tane ismi çok kolay sayabiliyordum. Bu adamlar niye oynuyor diye oturup uzun uzun düşünüyordum. Halil Altıntop, bu adam niye oynar bu adamın ligdeki başarısı nedir, takımında ne haldedir. Özer Hurmacı, Avrupa'da bile oynayamayan takımında doğru düzgün şans bulamayan adam ilk 11'de hemde iki maçta da şaka gibi. Kendi takımı hariç tüm takım taraftarlarının güzel sıfatlarla anacağı Volkan, her maç hata yapacağı kesin olan bu adam yerine diğer kalecilere yazık oluyor. Nihatı, Tuncayı ve Gökhan Gönül'ü(sakatlığından sonra eskisi ile hiç alakası olmamaması sebebiyle) anlatmak ve sormak istemiyorum bile.

Dünkü maçta da kurtarıcı olarak sahaya giren Halil, ölmüş olduğunu herkesin bildiği Nihat, İngiltere'nin dandik bir takımında bile 11'e giremeyen Tuncay, sahada boş boş gezen Özer ve türevleri. Fransa'da döktüren Mevlüt yedek. Sakatlıktan yeni çıkmış, kendinde olmayan Semih sahada.

Yok yok biz çok zekiyiz, yoksa bu kalan adamlara kafaları hiç çalışmıyor demeye elim, dilim varmıyor.

7 Ekim 2010 Perşembe

Konu Çok, Futbol Konuşan Yok


Yarın Türkiye futbolu için yine önemli bir gün olacak. Türklerin en yoğun bulunduğu ülkelerden biri Almanya olduğu, tarihte ortak noktalarımız bulunduğu gibi bir çok sebepten ötürü Almanya ile olabilecek bir futbol maçının da bakış açısı farklı oluyor. Tabi durum böyle olunca futboldan konuşan kişi sayısı az oluyor.

Günlerdir manşetleri takip ediyorum. Milli takımla ilgili konuşulan konular 2 tane. Mesut Özil gol atarsa ne olur, Arda Turan'ı kim sakatladı?

Türkiye Almanya'ya karşı nasıl gol bulabilir? Almanya'nın genç kalecisi ve ağır defansına karşı nasıl bir hücum stratejisi izleriz? Yan toplarda yine dağılacak mıyız? Hücumda yavaş ama bitirici forvetleri olan, orta sahası iyi iş yapan, hücumu destekleyen Almanya'ya karşı kaos hücumla ne kadar başarılı olsa da dandik savunması ile kolay gol yiyen milli takım ne yapacak?

Türkiye nasıl gol bulur, nasıl gol yemez? Milli takım kampında neler oluyor? Takımı niye Oğuz seçiyor? Sinan Bolat'ın isyanını duyan var mı?

Sorular bitmez. Bizim basın da artık kimden ne yazması isteniyorsa onu yazsın. Milli takım ile ilgili bir kaç konu belirledikten sonra olanı biteni hiç öğrenememek. Daha sonra da yapma Volkan, ah Servet, oldu mu İsmail lafları ile maç izlemek istemiyoruz ama izleyecek gibi duruyoruz.

4 Ekim 2010 Pazartesi

7. Haftanın Ardından



Ligin 7. haftası da sona erdi. Pek fazla beklenmeyen skor oldu diyemem, beklentiler dahilinde bir hafta izledik. Sadece gol konusunda klasik sıkıntı devam etmekte. Türkiye'de forvetler o kadar beceriksiz ki Niang çok kolay gol kralı olabilir. Çünkü bitiriciliği iyi olan herhangi bir forvet, iyi sayıda gol atabilir bu ligde. Zira savunmalar yerde sürünüyor.

Savunmalar için en güzel örnek, 6.5 maçta 1 gol yiyen Bursaspor'a Valencia'nın attığı 4 golden anlaşılabilir. Galatasaray kötü futbol istikrarını sürdürdü. Bireysel yetenekli oyuncularında az olması sebebiyle Karabük farkı kaçırdı. Yine fenerbahçe bireysel yeteneklerle sahasında 3 gol bularak rahat galibiyet aldı.

Haftanın en önemli maçı ise Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynandı. Atak futbolu benimseyen iki takımın maçında, Beşiktaş haftaiçi yorgun ve hücumunun %50 si sayılabilecek Querasma'sı olmadan kaleye şut atamadı. Trabzonspor ise bulduğu çok sayıda pozisyonu cömert bir şekilde harcadı. Futbol adildi ve Trabzon kazandı.

Son olarak Bülent Uygun istifa etmiş Bucaspor'dan. Sezon başı 20 kişi transfer edip bu kadar erken istifa eden adam, karakteri hakkında bize tekrar bilgilendirmesini yapmıştır. Sonuç olarak kötü zeminler, kötü futbol, hırs fakiri futbolcular ve endüstriyel futbol devam etti. Güzel günler görebilmek dileğiyle...

1 Ekim 2010 Cuma

Serveeeet , Serveeet, Alkış ve Ooo.


Uzun zaman sonra tekrardan sahaya dönüyorum. 2010 FIBA Dünya Baskbetbol Şampiyonası'nın ardından ancak yeni birşeyler yazabilecek hale geldim. Oradaki hikayelerimi de ara ara aktaracağım. Şimdi dönelim günümüzün neşesine, Servet Çetin Reloaded.

Sanırım aynaya baktığında ben Türkiye'nin en iyi stoperiyim diyor her seferinde. Fakat işin kötü tarafı buna da inanmış durumda. Rijkaard'ı da yer yer neredeyse hiç beğenmiyorum. Ama en azından, adam bugüne kadar bir çok kaliteli futbolcu ile oynamış ve çalışmış. Sen kalkıp da onu sorgulayamazsın, sen ona kafa tutamazsın Servet, senin haddine değil.

Türk futbolcusunun nedeni belirsiz bir şımarıklığı olur genelde. Belki yine genlerimizden kaynaklı olabilir parası olan kendini kral olarak düşünür. Büyük takıma gelip 1 milyon barajını geçen oyuncu da kendini böyle sanıyor Türkiye'de. Servet Çetin sen değil miydin fenerbahçeden berbat hataların yüzünden kovulan. Türkiye şartlarında Sivas'ta iyi bir oyuncu gibi gözüktün, çünkü kavga dövüş ve güreş için uygun bir fiziğin var ama futbolculuk konusunda düşük bir yeteneksin.

Tribünlere çağrıldığında yumruk şov yapmaktan uzak futbolcuları hiçbir zaman sevmedim. Bu oyunu seven adam, bu oyunun tribün ve şov kısmını da sevmeli, sevmiyorsa bile taraftar için o şova katılmalı. Sen kapasitesi düşük bir futbolcusun, taraftarın istediğini yapmazsın, hocana kafa tutarsın, e hala niye Galatasaray'dasın?