tag:blogger.com,1999:blog-38974375445001842052024-03-06T05:35:23.891+03:00HusminceAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/01138410868367856328noreply@blogger.comBlogger54125tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-17051517102044107192017-07-19T11:07:00.001+03:002018-07-10T12:06:53.455+03:002017 Prag ve Karlovy Seyahatleri - 2. Bölüm Karlovy Vary<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQ8xlGL3vzHpqCrtYb-SJodr_A0b2uED1BzOz1KD70XvGLrnzcEZco-cNkX5RJpMclwGtQ-udDAl1-D-mh1J6-naazMTiRlWHz1AXut8BibuRqXm8SZDBOglpk84k-qMSm_CUIaaFniac/s1600/20170325_115013.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiQ8xlGL3vzHpqCrtYb-SJodr_A0b2uED1BzOz1KD70XvGLrnzcEZco-cNkX5RJpMclwGtQ-udDAl1-D-mh1J6-naazMTiRlWHz1AXut8BibuRqXm8SZDBOglpk84k-qMSm_CUIaaFniac/s640/20170325_115013.jpg" title="husmince_karlovyvary_1" width="640" /></a></div>
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({
google_ad_client: "ca-pub-5940256712063238",
enable_page_level_ads: true
});
</script>
<br />
5 Günlük Çekya tatilini sadece Prag'la sınırlandırmak en az 1 günü heba etmek gibi hissettirdiği için alternatif günü birlik planlar yapmaya başladık. Gezinin 4. günü için Dresden, Karlovy Vary ve Viyana'yı listemize almıştık. Zaman, fiyat ve performans kriterlerini göz önüne aldığımızda son tercihimiz Karlovy Vary oldu.<br />
<br />
Bir sonraki adım ise nasıl gidelim bu Karlovy'e kararı oldu. Şehir merkezinden kalkan otobüsler ve tren aklımızdaki ulaşım yöntemleriydi. Mesafe yaklaşık 120 KM. Tahmini varış saatleri ise 2.5 ve 3.5 saatler arası olunca biraz düşünmeye başladık. Yine minimal İngilizce bilgilendimeler sebebiyle trenden de otobüsten de emin olamadık. Bu sebeple ilk bölümde bahsettiğim havaalanı transferimizi yapan şöförümüzle yeniden iletişime geçtim. Uzun bir sohbetten sonra onun da kız arkadaşını davet ederek hep beraber bir seyahat planı oluşturduk. Aldığım fiyat bize özel de olsa 3-4 kişinin Karlovy gidiş dönüşü için hem en konforlu hem ekonomik seyahat methodu bizim için özel araç oldu.<br />
<br />
Sabah erken saatte Karlovy Vary için yola koyulduk. Sabah yol üzerinde oldukça güzel manzaralı bir McDonald's'ta kahvaltı ettik. Lokasyon için <a href="https://www.google.com.tr/maps/@50.0928833,14.3231383,3a,75y,331.21h,84.98t/data=!3m6!1e1!3m4!1srz_CLulcdZ7EJwklZaSmew!2e0!7i13312!8i6656?hl=tr" target="_blank">tıklayabilirsiniz</a>. Standart fast fooddan ziyade Patisserie kısmı da olan bir McDonald's olması kahvaltı tercihimizi kolaylaştırdı. Sonrasında tekrardan yola koyulduk. Otobanla başlayan yolumuz zamanla daraldı ve sonunda 1 gidiş 1 dönüş bir kasaba yoluna döndü. Yol üzerinde Çeklerin bira markalarından biri olan <a href="https://www.google.com.tr/maps/place/Kru%C5%A1ovice+Royal+Brewery/@50.1740789,13.7700701,17z/data=!4m12!1m6!3m5!1s0x470a49ea87230d13:0xa232f512230535e7!2sKru%C5%A1ovice+Royal+Brewery!8m2!3d50.1740755!4d13.7722588!3m4!1s0x470a49ea87230d13:0xa232f512230535e7!8m2!3d50.1740755!4d13.7722588?hl=tr" target="_blank">Krusovice</a>'nin adını aldığı kasabadan da geçiliyor. Yol üzerinde bira tadımı için küçük bir tesis var, kesinlikle ziyaret etmelisiniz. Yolun bazı yerlerdeki daralmalarına rağmen hedefimize 1.5 saatte ulaşmayı başardık. <br />
<br />
<b>Karlovy Vary(Kralın Banyosu)</b><br />
<b><br /></b>
Şöförümüz, rehberimiz ve Çekyadaki en yakın arkadaşımız Dilshad'ın hikayesine göre bölge tarihinin meşhur kralı, Roma İmparatoru Charles IV'ün izlerini ülkenin birçok yerinde görebiliyorsunuz. Adını taşıyan Karlovy Vary'nin özelliği ise Charles IV'ün av merakına dayanıyor. Özellikle yükseltileri ve sık ormanlıkları ile Karlovy'nin etrafı doğal güzellikleri oldukça korunmuş yerlerden. Charles IV de bu bölgede ava çıkmayı severmiş ve bir gün av köpeklerinden birinin feryatlarını fark etmiş. Köpeğinin su dolu bir çukura düştüğünü fark etmiş ve hayvanın attığı çığlıkların sebebinin yer altından çıkan kaynak suyun olduğunu görmüş. Daha sonra detaylı kazılar ve incelemeler sonunda bölgenin şifalı suları keşfedilmiş ve böylelikle kralın ismiyle bu bölgede bir şehir yükselmiş.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4KZY_tizCmB-75bxCXGtnjoE6jOa9j33tf5kFTfdxmFXxC1-f_1BvXHiaND3KlNatxmvYIwyAlLAYT0PVhdMzjtyjYpRmp_nuIAO2Q_vSCzst9XpoAu-Nm7dCjDsTsyJ_70iJofhTsoI/s1600/20170325_114833.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" border="0" data-original-height="1600" data-original-width="900" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg4KZY_tizCmB-75bxCXGtnjoE6jOa9j33tf5kFTfdxmFXxC1-f_1BvXHiaND3KlNatxmvYIwyAlLAYT0PVhdMzjtyjYpRmp_nuIAO2Q_vSCzst9XpoAu-Nm7dCjDsTsyJ_70iJofhTsoI/s320/20170325_114833.jpg" title="husmince_karlovyvary_2" width="180" /></a></div>
12 farklı şifalı su kaynağına sahip şehirde her su kaynağının farklı hastalıklara iyi geldiği belirtiliyor. Fakat tedavi için gelenlerin kesinlikle danışman bir doktor ile hareket etmesi gerektiğini öğrendik. Bunun sebebi çıkan suların her ne kadar hangisinin hangi tedavi için kullanıldığı bilinse de hangi sırayla ve ne miktarla alınması gerektiği bölge doktorlarının uzmanlığında kalıyor. 12 su kaynağının da ısı dereceleri birbirinden farklı. Gördüğüm en sıcak kaynak 72 dereceydi, tadını test etmekten kaçındım bu sebeple. Yine küçük bir uyarı yapalım tüm suların tadına bakmak isterseniz günün ilerleyen saatlerinde mide ve bağırsak problemleri yaşamanız yüksek ihtimal, dikkatli olun :) Biz uyarıldık ve dikkat ettik, aynı uyarıyı da yapmak isterim.<br />
<br />
Yine bir akarsu şehri olan Karlovy'i Ohre nehri şehrin farklı yerlerinde 2'ye bölmektedir. Bizim gezdiğimiz tarihi kısmı ortadan ayıran bu nehir gittiğimiz dönemde oldukça hızlı bir akıntıya sahipti. Şehrin bir diğer özelliği ise Çeklerin yerel içkilerinden<a href="http://vedagrup.com/becherovka.html" target="_blank"> Becherovka</a>'nın merkezi olmasıdır. Şehrin hemen girişinde zaten Becherovka binasını görebilirsiniz. 32 farklı baharat özü bulunduran bu içkide bence karanfil en keskin tada sahip ve çoğu damak zevkine uygun olmadığını düşünüyorum. Ama 3 shot yaparak varsa gerginliğinizi azaltabilirsiniz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvuAYxqSgHsmotZ26RVZ07aPPTdl_URPbzjpy9_ydzvGBeW9JSkkFDAan4CYdhZDcxP6Yh6VPq6UZFgiPRz4fa9IyXiy4orWiTb7ttUn0IU3jW5PZdFFNZbmsLXJgigMjMAP93LAW6pYQ/s1600/20170325_110834.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img alt="" border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvuAYxqSgHsmotZ26RVZ07aPPTdl_URPbzjpy9_ydzvGBeW9JSkkFDAan4CYdhZDcxP6Yh6VPq6UZFgiPRz4fa9IyXiy4orWiTb7ttUn0IU3jW5PZdFFNZbmsLXJgigMjMAP93LAW6pYQ/s320/20170325_110834.jpg" title="husmince_karlovyvary_thermalhotel" width="320" /></a></div>
<br />
Şehrin bir diğer özelliği ise Film Festivali. Merkezde gördüğümüz en çirkin bina olan Hotel Thermal komünist dönemde ve bu döneme özgü mimari özelliklerde inşa edilmiş. Şehrin en ünlü otellerinden biri olan Thermal, Karlovy Film Festivali'ne de ev sahipliği yapmaktadır.<br />
<br />
<br />
Şehrin bir diğer gözden kaçmaması gereken noktası ise Grandhotel Pupp. Casino Royale filminin son kumarhane sahnesi bu otelde çekildi ve yine Hit Me demek veya bir kaç düğmeye basıp zaman geçirmek isterseniz, James Bond'un takıldığı yerlerde kumar oynama şansınız bulunuyor. Otelin giriş kısmındaki ağacın etrafındaki taşların arasına yerleştirilmiş ve otelde kalan ünlülerin isimlerinin olduğu plakaları görebilirsiniz.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTzdj08UnOLe4W1EkLZfxhIBQtTx-O7Zcuh5qI-qnvplfWJClE5Ax5H2wlI1GoUhOf_8-WhsjsxcdzSjJWwpyGxoMdPzshePrYiAxqdZCXRFtVtj-NAv842F7Dccs8ryIWzBzzOUussak/s1600/20170325_120527.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" border="0" data-original-height="1600" data-original-width="900" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTzdj08UnOLe4W1EkLZfxhIBQtTx-O7Zcuh5qI-qnvplfWJClE5Ax5H2wlI1GoUhOf_8-WhsjsxcdzSjJWwpyGxoMdPzshePrYiAxqdZCXRFtVtj-NAv842F7Dccs8ryIWzBzzOUussak/s320/20170325_120527.jpg" title="husmince_karlovyvary_grandhotelpupp" width="180" /></a></div>
<br />
<br />
Son olarak şehirle ilgili bizlere özel, çok güzel bir ayrıntı da bulunuyor. Son ziyaret noktamız Carlsbad Plaza oluyor. Ulu Önderimiz 1918 yılında yaşadığı böbrek problemleri ve savaş sonrası rahatsızlıkları sebebiyle şifa bulmak için bu şehre gelmiştir. Carslbad Plaza'da 1 ay konaklayan Atatürk, hem tedavi olmuş hem de ülkenin geleceği ile ilgili çalışmalarına devam etmiştir. Otelde Atatürk'ün ismiyle ayrılmış bir Lounge bulunmaktadır. Hatıralarımızı aldıktan sonra buradan ayrıldık.<br />
<br />
Günlük bir gezi için gerçekten güzel bir seçim yaptık. Şehrin kendine özel Bohemya tarzı cam işleri, yine kaynak sularını doğru bir yöntemle içebilmek için özel üretilmiş mini sürahiler güzel hediyelikler olabilir. Çek Cumhuriyeti'ne gidiliyorsa kesinlikle ziyaret edilmeli listenize eklemelisiniz.<br />
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJfMCpWwHSCuoDb5lL9mWtuQ2U1vZYgCC7EAFcq2SptqWALVe0g6N5LA1Nj-5zpw6ec7fPTRGmi9EiuHx2iBFY0IcLPyKOcMSzuawjZ1pA2PSok__bBcjPbgvSn75GSRXOebwXTDx6Rdc/s1600/20170325_121804.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img alt="" border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJfMCpWwHSCuoDb5lL9mWtuQ2U1vZYgCC7EAFcq2SptqWALVe0g6N5LA1Nj-5zpw6ec7fPTRGmi9EiuHx2iBFY0IcLPyKOcMSzuawjZ1pA2PSok__bBcjPbgvSn75GSRXOebwXTDx6Rdc/s640/20170325_121804.jpg" title="husmince_karlovyvary_carlsbadplaza" width="640" /></a></div>
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01138410868367856328noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-69243194621068379852017-07-04T15:36:00.003+03:002017-07-04T15:41:20.139+03:002017 Prag ve Karlovy Seyahatleri - 1. Bölüm Prag<br />
Yılın yarısı henüz bitmeden 3 yurt dışı seyahatiyle ilgili kısa bilgiler ve küçük ipuçları paylaşmak güzel olur diye düşündüm. Yine buraları çok ihmal ettiğim dönemlerdeyim, her seferinde geçici olmasın bu heves desem de başarı oranım oldukça düşük gibi gözüküyor.<br />
<br />
2017'nin ilk durağı Prag ve Karlovy oldular. Mart ayının sonunu seçerek biraz risk alsak da şansın da yardımıyla hava durumu pek üzmedi. Wikipedia'nın da şu sıralar yasak olduğu dönemlerde belki de merak edenler için bir tane bile faydalı bilgi olursa güzel olur herhalde.<br />
<br />
<b>Genel Bilgiler</b><br />
<br />
Çek Cumhuriyeti yakın bir geçmişte ülke ismini Çekya olarak kısaltmış olsa da halkımızın dilinde Çekoslavakya ve Çek Cumhuriyeti olmaktan öteye gidemiyor. TL'nin Dolar ve Euro karşısındaki kayıpları beni de mecburen <a href="http://www.flypgs.com/" target="_blank">Pegasus</a>'la seyahate zorluyor. Hal böyle olunca da artık hava alanına ulaşım zamanını normalden 30-40 dakika öncesine çekmekte fayda olduğunu söyleyebilirim. Maalesef henüz 35 dakikadan daha erken sürede <a href="http://www.flypgs.com/" target="_blank">Pegasus</a>'a valizlerimi teslim edemedim.<br />
<br />
2 saatin çok az üzerinde süren uçuş süresinin ardından Prag'a indik. Prag dış hatlardan girişte Duty Free'ye uğrama şansınız yok, direkt olarak Pasaport kontrolü ve çıkışa yönlendiriliyorsunuz. Uluslararası uçuşlar göz önüne alındığında oldukça küçük bir havalimanı var başkentin. A ve B olarak 2 terminale ayrılmış alanda iki tarafta birbirine oldukça yakın.<br />
<br />
Konaklama için tercihimiz <a href="http://airbnb.com.tr/" target="_blank">Air BNB</a> oldu ve transfer için çalıştıkları özel şöför 3 kişiye kadar 20, 4 kişi için 25 €'luk bir transfer ücreti talep ediyor. Valizler ve kalacağımız yere direkt gidiş açısından oldukça ekonomik bulduk ve bu şekilde şehir merkezine geçtik. Şöförümüzle daha sonra kanka oluşumuz oldukça işe yaradı, hem şehir konusunda hem de Karlovy seyahati için daha sonra tekrar bir araya gelecektik. Tercih etmek isteyenler olursa iletişimi konusunda yardımcı olabilirim.<br />
<br />
Şehir merkezi havalimanına görece yakın mesafede Taksi, Otobüs ve özel transfer en iyi ulaşım alternatifleri. Havalimanı şehrin batı tarafında kalıyor, yani Kalenin ve Petrin Kulesinin olduğu bölüm. Konaklayacağımız yer ise Prague 3, tren istasyonuna 5-6 dakikalık yürüyüş mesafesindeydi. Öncelikle AirBNB ofisinden anahtarımızı aldık, kişi başı 3€ olan şehir vergimizi ödedik ve sonrasında dinlenme fırsatını bulabildik.<br />
<br />
<b>1. Gün</b><br />
<br />
Prag'la ilgili okuduğum yazıların çoğu ucuzluğu konusunda fakat 1 Koruna(Yerel deyişle Kron) TL parametresinin 6,90'a düştüğünü unutmamak lazım. O Prag artık ucuz bir yer değil fakat konaklama konusunda cidden uygun fırsatlar bulunabiliyor. İyi bir AirBNB takibi işe yarayacaktır. Tramvay ağı şehri çok iyi dolaştığı için merkezden biraz uzakta kalmaktan çok çekinmeyin. Tren Garını baz alırsanız rayların üst kısmı daha yokuşluyken nehir kenarları ise nispeten daha düz ve yürümeye uygun.<br />
<br />
<br />
İlk akşam yemek için Foursquare yardımı ile civarda öncelikle bir et restaurantı bulduk. 10 dakikalık yürüyüş sonrası butik bir restauranta girdiğimizde hani sizin rezervasyonunuz muamelesi ile ilk kez yüzleştik. Foursquare yorumlarında unutulan bir özellik olmuş maalesef, evet Prag'da kalitesi yükselen ve iyi yemek yenebilen her yer için rezervasyon büyük ihtimalle gerekecektir. Almadan gitmeyin boşuna üzülmeyin. Mekanda boş masalar oluşu sizi davet etmeleri için yeterli sebep değil, çok da umursadıkları bir konu da değil. Hemen yiyip kalkacağım da kesmiyor. Aynı akşam bir hamburgecide de rezervasyon tuzağına düştükten sonra kendimizi dönercide bulduk. Açlığımdan sebep tercihimi dürümden yana kullandım fakat methodun Berlin'le aynı olacağını düşünmemiştim. Bitirmek oldukça zor oldu.<br />
<br />
Dürüm ve Ayran toplamda 22-23 TL'ye mal oldu. Ucuz değilden kastım buydu aynı menü Berlin'de tercihi bira bile yapsanız 4,5 - 5,5 € değerleri arasında. Prag 3 turumuzla beraber ilk günü tamamladık. Prag 3 alanında görmeye değer en uygun yer Zizkov TV Tower bunun haricinde uygun bar ve restaurantlar bulunabiliyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIrMFvGnU-AQZR2aei2WF97_mufHhan896KsOdvrD9e4CdwQ9VbCIDLtDpnmX6MvmBTbfnR4GpAHkShYlBk6XZp2nzVtamnXYaeeNk-y4QD454nYrz22-K8i2LNDiVUkE2RpUVoQ8PW7w/s1600/Prague-Zizkov-TV-Tower.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="340" data-original-width="580" height="372" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgIrMFvGnU-AQZR2aei2WF97_mufHhan896KsOdvrD9e4CdwQ9VbCIDLtDpnmX6MvmBTbfnR4GpAHkShYlBk6XZp2nzVtamnXYaeeNk-y4QD454nYrz22-K8i2LNDiVUkE2RpUVoQ8PW7w/s640/Prague-Zizkov-TV-Tower.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<b>2. Gün</b><br />
<br />
2. günle beraber şehir turuna başladık. Tren garının güneyinden aşağıya doğru yürüyüşe geçtik. <b>Ulusal Müzenin</b> eski ve yeni binalarının arasından <b>Wenceslas Meydanı</b>'na çıktık. Şehrin yeni merkez noktalarından aynı zamanda fotoğraf için uygun yerlerden biri. Özellikle gece hayatını sevenler için bu meydan ve civarlarında eğlenmek için güzel yerler olduğunu duydum.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWIIDMnmOt0fPNFMI0YdlVEnnul06jhvlbBnZpkWacNHijp_jIo-XkB3iauzXhh4oA23Hpt0m_wzRp7m_1tHbbaItlfXrkz8wlX7fNvdy4VAgmcJV8iKDEUQifxlAvWOoZRp0gF3HKSNQ/s1600/20170323_111318.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWIIDMnmOt0fPNFMI0YdlVEnnul06jhvlbBnZpkWacNHijp_jIo-XkB3iauzXhh4oA23Hpt0m_wzRp7m_1tHbbaItlfXrkz8wlX7fNvdy4VAgmcJV8iKDEUQifxlAvWOoZRp0gF3HKSNQ/s640/20170323_111318.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: right; margin-left: 1em; text-align: right;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgECtqy1S4hybe52eSRuQsqujW579_07yx54d2S9Ac8kiHGRPnN9B7v_k6qzBZNRUqe2Z36_H23TPshIn3qu42kEqB2vdn02fI75_LA9CavPTGFFlQtn1MFs5oQXub-xORmSn5zv30pCfY/s1600/20170323_112322.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="900" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgECtqy1S4hybe52eSRuQsqujW579_07yx54d2S9Ac8kiHGRPnN9B7v_k6qzBZNRUqe2Z36_H23TPshIn3qu42kEqB2vdn02fI75_LA9CavPTGFFlQtn1MFs5oQXub-xORmSn5zv30pCfY/s200/20170323_112322.jpg" width="112" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Wenceslas Square</td></tr>
</tbody></table>
Bir sonraki durak <b>Dancing House</b> olacaktı. Wenceslas'tan nehire doğru yöneldik sonrasında Vodickova caddesi üzerinden <b>Vítězslav Hálek Memorial</b> önünde birkaç fotoğraf çekerek yola devam ettik. Yine Avrupa'da ünlü şehirlerde bulabileceğiniz Hooters restaurantı da bu civarlarda, meraklısı uğrayabilir. Daha sonrası ilerleyip Resslova'dan nehir tarafına döndük burada yol üstünde <b>Anthropoid</b> filminin final sahnesindeki <b>St Cyril and Methodius Cathedral</b>'in önünden geçiyorsunuz. Filmi izleyenler kaçırmasın yine filmi izlememiş olanlara da Prag için güzel bir tavsiye olacaktır.<br />
<br />
Ardından Dancing House'un önünde hatıraları aldıktan sonra yolumuza nehri geçerek devam ettik. Dancing House'un seyir terası ve ilginç mimarisi haricinde önemli başka bir özelliği bulunmuyor. Beklentiyi yüksek tutmamakta fayda var.<br />
<table cellpadding="0" cellspacing="0" class="tr-caption-container" style="float: left; margin-right: 1em; text-align: left;"><tbody>
<tr><td style="text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhytM0n63S8_1SrooytgKpHax18HugS1Mu2FHRHHZ2NSITjo1-3_MjVS9sNTE9W0UPDkjtqDYnUrLCw3HhC1WeaO7ZpNtaK8S-T4khT5ZOg6RpYv3ghBWC_yAvZHUGYX_S06k6HFFRITwM/s1600/20170323_115447.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; margin-bottom: 1em; margin-left: auto; margin-right: auto;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="900" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhytM0n63S8_1SrooytgKpHax18HugS1Mu2FHRHHZ2NSITjo1-3_MjVS9sNTE9W0UPDkjtqDYnUrLCw3HhC1WeaO7ZpNtaK8S-T4khT5ZOg6RpYv3ghBWC_yAvZHUGYX_S06k6HFFRITwM/s320/20170323_115447.jpg" width="180" /></a></td></tr>
<tr><td class="tr-caption" style="text-align: center;">Dancing House</td></tr>
</tbody></table>
<br />
Bir sonraki Kafka ve Nazım'ın sıklıkla ziyaret ettiği <b>Cafe Savoy</b> olacaktı. Hem kısa bir mola hem de oldukça meşhur olan bu kafenin girişinde de yine rezervasyon sorusuyla baş başa kaldık. Neyse ki mekan oldukça boştu ve bir masa vermeye razı oldular. Porsiyonlar küçük bu yüzden doymalık birşey yerine kahve içip mekanın keyfini çıkarabilirsiniz. Ya da bira veya şarap da tercih edilebilir. Daha sonra <b>Karlov Most'a </b>doğru ilerledik. Biz ziyaretini daha sonra yapsak da yol üzerinde biraz arkada kalsa da <b>John Lennon Pub ve Wall</b> kesinlikle görülmeli. <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiy_etwcQ9_ot_sw6aE5KR3w6I-kKoqVHiPNn-jRXbohKOKn70RKrQgcGxKzUBi42-bSt5GnPQbi9hGpPl9KGOUCTh6PXRFH1TixZ-qDvkSimSrZ62_Jrtw2rtN_1hIWM5VdJ74WJP-VG8/s1600/3.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="720" data-original-width="720" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiy_etwcQ9_ot_sw6aE5KR3w6I-kKoqVHiPNn-jRXbohKOKn70RKrQgcGxKzUBi42-bSt5GnPQbi9hGpPl9KGOUCTh6PXRFH1TixZ-qDvkSimSrZ62_Jrtw2rtN_1hIWM5VdJ74WJP-VG8/s320/3.jpg" width="320" /></a></div>
Daha sonra şehrin en meşhur köprüsü olan Karlov Most'tan geçerek <b>Old City'e </b>doğru yol aldık. Yemek için tercihimiz <b>Hard Rock Prague </b>oldu. Doğu Avrupa'nın en büyük Hard Rock Cafe'si yine dizaynı da oldukça güzel fiyatlar İstanbul'dan fazlaya geliyor. Ama birası da yemekleri de gayet başarılı.<br />
<br />
Günün son durağı ise Prag Kalesi olacaktı. Yine Çekya'nın Katedrali'de kalenin içerisinde olduğu için bir çok yeri aynı anda ziyaret fırsatı oluşuyor. Karlov Most'tan kondisyonuna güvenen yürüyerek kaleye çıkabilir. Gerçekten güzel tarihi bir yol sizi bekliyor. Fakat yine toplu taşıma ile de çıkılabilir. Biz yürüdük, biraz zorlandık fakat zirveye çıkınca Prag ayaklarımızın altında kaldı. İlginç bir Starbucks'ın terasında fotoğraf için bir bölüm var. Uzak doğululardan fırsat bulunursa güzel hatıralar alınabilir.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
Sonrasında kaleye giriş yaptık. Genelde yoğun olan girişte askerler metal dedektörleri ile tek tek arama yapıyorlar. Sonrasında kalenin iç kısmına geçiş yapıyorsunuz. Budapeşte'de olduğu gibi kale olarak isimlendirilen yer filmlerdeki taş kalelerden biraz daha farklı. İlk avlu geçildikten sonra <b>Aziz Vitus Katedrali </b>görkemli bir şekilde karşınızda belirecek. Giriş için bilet alıp uzun bir kuyruğu göze almanız gerekiyor.<br />
<br />
Kalenin içerisinde <b>St. George's Bazilikası </b>da bulunuyor. Yine bir çok müze kalenin içinde ziyaret edilebilecekler yerler. Bunlardan ücretsiz olan sadece 1 tane müze bulunuyor ve bu müzede eski savaş zırhları, baltalar, kılıçlar, tabanca kılıçlar arbeletler ve işkence odası görülmeye değer. Yine bu müzede 300 Krona <b>Arbeletle </b>ok atmayı da deneyebilirsiniz. Kale günün kalanını yediği için <b>Old City </b>bir sonraki güne kaldı.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXTRK9KJg4MwrBDywZYeMhnWNUkdsjF_efgoOKcHm0NxDDU5xgA0NobvtPi44lKwmoWR1EC9Oxih1jhLamPcN_x9xLxlEIUp0Ltrc6q26kk9xhgI-DqwQSzfO6dI4GvZVWyand2MJkUGE/s1600/pragmonte.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="581" data-original-width="1412" height="262" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXTRK9KJg4MwrBDywZYeMhnWNUkdsjF_efgoOKcHm0NxDDU5xgA0NobvtPi44lKwmoWR1EC9Oxih1jhLamPcN_x9xLxlEIUp0Ltrc6q26kk9xhgI-DqwQSzfO6dI4GvZVWyand2MJkUGE/s640/pragmonte.jpg" width="640" /></a></div>
<br />
<br />
<b>3. Gün</b><br />
<br />
Prague 3'ten yine yokuş aşağı yürüyüşle güne başladık ve öncelikle 4. gün gitmek istediğimiz farklı şehirler için keşifte bulunalım istedik. Gar'ın Doğu yönünden girişi bulunmuyor bu yüzden nehir tarafındaki Vrchlicheko Sady parkından giriş yapabilirsiniz. Bu parkta çok sayıda evsiz bulunuyor, biraz dikkatli olmakta fayda var. Gara giriş yaptığımızda ise yine bir Çek Cumhuriyeti gerçeği ile yüzleştik. İngilizce'yi gerçekten sevmiyorlar ve geliş-gidiş tabelaları hariç neredeyse İngilizce hiçbir yönlendirme, bilgilendirme bulunmuyor.<br />
<br />
<b> </b><br />
Biraz zorlansak da birkaç tren firmasının satış ofisine girmeyi başardık fakat bilgi için koyulan ekranlarda yine İngilizce seçenek yoktu, şehir isimlerinden bazı tarifeleri çözebildik ama trenlerin hepsi oldukça yavaş haliyle 180 KM yolu 4 saatte gitmek istemedik. Mecburen şehir gezimize devam ettik.<br />
<br />
<b>Hybernska </b>caddesinden <b>Powder Tower'a </b>doğru yürüdük. Bu kule şehrin en iyi zihin haritalama için kullanılabilecek yerlerinden. Sonrasında Palladium AVM'ye geçtik ve kısa bir mola verelim dedik. Bu AVM bizim yemek katı kısmında bildiğimiz AVM'lerden ayrılıyor. Bunun haricinde oldukça sıradan. Alışveriş için uygun diyemem içinde Türkiye'de bulunan markaların ürünlerinin tamamı Türkiye'de daha ucuz.<br />
<br />
Sonrasında <b>Kralodvorska </b>caddesinden <b>Old Town'a </b>geçiş yaptık. <b>Starometske namesti </b>tabelaları sizlere yardımcı olacaktır. Oldukça güzel bir meydan, Tyn Kilisesi ve Astronomik saat görmeden geçemeyeceğiniz yerler. Yine bu meydandan Karlov Most'a doğru giden yol da oldukça keyifli, tarihi çarşıda zaman geçirmek oldukça keyifli.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiR9zI64SDJDsMTv1imvU1Wb_xsIYtmas5ClF3Hdc7HzvRhcmCg8NYRqEBUGPfZ7xwL-RggHehnk6nAG7mFI6-dSzfJbZvPeFT_qWoahEr8gJ8pzaR4soyizN9AV0SZUy1xLSaGoaDit-o/s1600/20170324_135827.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="900" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiR9zI64SDJDsMTv1imvU1Wb_xsIYtmas5ClF3Hdc7HzvRhcmCg8NYRqEBUGPfZ7xwL-RggHehnk6nAG7mFI6-dSzfJbZvPeFT_qWoahEr8gJ8pzaR4soyizN9AV0SZUy1xLSaGoaDit-o/s320/20170324_135827.jpg" width="180" /></a></div>
<br />
Bu sefer Manesuv Most'tan karşıya geçtik ve nehir kıyısına indik. Küçük bir parkın olduğu bölümde çok sayıda ördek, kuğu ve hatta bir de su samurunun olduğu bölüme geçtik. Her ne kadar beslemek yasaktır uyarılarına rağmen turistler bu yasağı pek de umursamıyorlar. Hayvanlar oldukça evciller, hem dinlenmek hem de keyifli vakit geçirmek aynı zamanda Karlov Most'u arka plana alarak fotoğraflamak için oldukça iyi bir yer.<br />
<br />
Sonrasında Franz Kafka müzesini ziyaret ettik ve Prag'ın en dar sokağından(Nejuzsi Prazska Ulicka) geçişi deneyimledik. Aynı anda 2 insanın yan yana geçemediği bu sokak nehir kıyısındaki bir cafeye açılıyor. Bu yüzden geçtikten sonra gideceğiniz yer burası olacak, bilginiz olsun.<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCiMqTxEqjtnWr84bzS5Hi_owN952Fm-QqK_rCW2tm79u4-J2zJWuBTW3HeNeBZ8CP24_Qxrug6lBf1UR7GD8w8S1gZ7CYCMKZgYFVVJP-MIJxwZnM5E6HNaBAU5Cde6PB__Ltvy2t-HM/s1600/20170324_154529.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="900" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCiMqTxEqjtnWr84bzS5Hi_owN952Fm-QqK_rCW2tm79u4-J2zJWuBTW3HeNeBZ8CP24_Qxrug6lBf1UR7GD8w8S1gZ7CYCMKZgYFVVJP-MIJxwZnM5E6HNaBAU5Cde6PB__Ltvy2t-HM/s320/20170324_154529.jpg" width="180" /></a></div>
<br />
<b> Son Notlar</b><br />
<br />
- Franz Kafka büstü ilginç bir sanatsal eser, görülmeli.<br />
- Yerel yemek kültürü gelişmiş değil klasik Doğu Avrupa lezzetlerinin küçük farklı versiyonları ve isimleri ile sunuluyor. Örn: Trdelnik (Macaristan: Kurtoszkalacz)<br />
- Becherovka denenebilir. Tatlı olması çabuk çakırkeyf edebilir fakat yoğun bir karanfil ve baharat tadı var herkese hitap edeceğini düşünmüyorum.<br />
- Çok çeşitli biraları var ağırlık Pilsner tarzı benim favorim Staropramen Unfiltered.<br />
- Vysehrad az bilinen bir park ama manzarası, kilisesi ve yürüyüş alanı olarak muhteşem, bence görülmeli.<br />
- Gece hayatı çok hareketli fiyat performans olarak Avrupa'nın en iyi yerlerinden, aradığınız herşeyi bulabileceğinizi düşünüyorum.<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01138410868367856328noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-34284746399357239982016-05-23T16:34:00.000+03:002016-05-23T16:36:09.386+03:00Adaptive Bitrate Streaming<!--[if gte mso 9]><xml>
<o:OfficeDocumentSettings>
<o:AllowPNG/>
</o:OfficeDocumentSettings>
</xml><![endif]--><br />
<!--[if gte mso 9]><xml>
<w:WordDocument>
<w:View>Normal</w:View>
<w:Zoom>0</w:Zoom>
<w:TrackMoves/>
<w:TrackFormatting/>
<w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone>
<w:PunctuationKerning/>
<w:ValidateAgainstSchemas/>
<w:SaveIfXMLInvalid>false</w:SaveIfXMLInvalid>
<w:IgnoreMixedContent>false</w:IgnoreMixedContent>
<w:AlwaysShowPlaceholderText>false</w:AlwaysShowPlaceholderText>
<w:DoNotPromoteQF/>
<w:LidThemeOther>TR</w:LidThemeOther>
<w:LidThemeAsian>X-NONE</w:LidThemeAsian>
<w:LidThemeComplexScript>X-NONE</w:LidThemeComplexScript>
<w:Compatibility>
<w:BreakWrappedTables/>
<w:SnapToGridInCell/>
<w:WrapTextWithPunct/>
<w:UseAsianBreakRules/>
<w:DontGrowAutofit/>
<w:SplitPgBreakAndParaMark/>
<w:EnableOpenTypeKerning/>
<w:DontFlipMirrorIndents/>
<w:OverrideTableStyleHps/>
</w:Compatibility>
<m:mathPr>
<m:mathFont m:val="Cambria Math"/>
<m:brkBin m:val="before"/>
<m:brkBinSub m:val="--"/>
<m:smallFrac m:val="off"/>
<m:dispDef/>
<m:lMargin m:val="0"/>
<m:rMargin m:val="0"/>
<m:defJc m:val="centerGroup"/>
<m:wrapIndent m:val="1440"/>
<m:intLim m:val="subSup"/>
<m:naryLim m:val="undOvr"/>
</m:mathPr></w:WordDocument>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 9]><xml>
<w:LatentStyles DefLockedState="false" DefUnhideWhenUsed="true"
DefSemiHidden="true" DefQFormat="false" DefPriority="99"
LatentStyleCount="267">
<w:LsdException Locked="false" Priority="0" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Normal"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="heading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="9" QFormat="true" Name="heading 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 7"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 8"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" Name="toc 9"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="35" QFormat="true" Name="caption"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="10" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" Name="Default Paragraph Font"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="11" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtitle"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="22" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Strong"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="20" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="59" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Table Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Placeholder Text"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="1" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="No Spacing"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" UnhideWhenUsed="false" Name="Revision"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="34" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="List Paragraph"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="29" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="30" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Quote"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 1"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 2"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 3"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 4"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 5"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="60" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="61" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="62" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Light Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="63" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="64" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Shading 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="65" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="66" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium List 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="67" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 1 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="68" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 2 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="69" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Medium Grid 3 Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="70" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Dark List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="71" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Shading Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="72" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful List Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="73" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" Name="Colorful Grid Accent 6"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="19" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="21" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Emphasis"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="31" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Subtle Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="32" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Intense Reference"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="33" SemiHidden="false"
UnhideWhenUsed="false" QFormat="true" Name="Book Title"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="37" Name="Bibliography"/>
<w:LsdException Locked="false" Priority="39" QFormat="true" Name="TOC Heading"/>
</w:LatentStyles>
</xml><![endif]--><!--[if gte mso 10]>
<style>
/* Style Definitions */
table.MsoNormalTable
{mso-style-name:"Table Normal";
mso-tstyle-rowband-size:0;
mso-tstyle-colband-size:0;
mso-style-noshow:yes;
mso-style-priority:99;
mso-style-parent:"";
mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt;
mso-para-margin-top:0cm;
mso-para-margin-right:0cm;
mso-para-margin-bottom:10.0pt;
mso-para-margin-left:0cm;
line-height:115%;
mso-pagination:widow-orphan;
font-size:11.0pt;
font-family:"Calibri","sans-serif";
mso-ascii-font-family:Calibri;
mso-ascii-theme-font:minor-latin;
mso-hansi-font-family:Calibri;
mso-hansi-theme-font:minor-latin;
mso-fareast-language:EN-US;}
</style>
<![endif]-->
<br />
<div class="MsoNormal">
Her geçen gün gelişen internet altyapıları her kullanıcıya
ne kadar muhteşem bir bağlantısı ve hızı olduğunu hissettirse de detaylara
inildikçe aslında bu kadar iyimser olmanın yanlışlığı fark ediliyor.
Kullanıcılar her ne kadar bağlantı hızları konusunda kendilerinden emin olsalar
da video streaming hizmetinin sürekli ve kesintisiz bir bağlantı ihtiyacı olduğunu
çoğu zaman bilmemekteler. Bu sebeple Buffering(Yükleniyor) ekranı gördüklerinde
genel olarak yoğun bir tepki gösteriyorlar. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Tabi ki yayının teslimi aşamasında “Buffering” ekranını
görmek sadece kullanıcı tarafında yaşanan sorunlar değil, sağlayıcının da yaşayabileceği
sorunları kapsayabilir. Streaming işlem sürecinde yayını sağlayan sunucuların
Upload, izleme yapanların da Download gücü önemli faktördür. Bu kapsamda iki
tarafın da networklerinde yaşayabilecekleri daralmalar veya kısa vadeli
sorunlar anında yayının kesilmemesi için yapılacak bir hamleye ihtiyaç
duyuluyordu. Streaming teknolojilerinin atası sayılabilecek RTP ve RTSP
protokolleri ile bunu yapmak mümkün değildi. Daha sonrasında RTMP ile ilk adaptive bitrate streaming başlasa da beklenilen performansı gösterememişti. Fakat günümüzde Streamerların çok büyük
bölümünün kullandığı HTTP Protokolü ile beraber artık adaptive bitrate streaming
için uygun ortam hazır hale gelmişti. </div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
Bu aşamada özetle kullanıcıların internet hızını ve CPU
gücünü ölçerek uygun cihaz ve bağlantı için en iyi performanslı videonun ulaştırılmasına
Adaptive Bitrate Streaming işlemi denilmektedir. ABR için tek source’dan birden
fazla bitrate’te çıktı alabilecek bir encoder’a ihtiyaç duyulmaktadır. Bu
encoderlar aynı kaynaktan farklı bitratelerde fakat chunk yapısı ve sayısı aynı
videolar üretmektedir. </div>
<div class="MsoNormal">
İşleyiş olarak genel yapı şu şekilde işlemektedir. Client
yapılan ayarlamaya göre CDN sunucudan 2 ile 10 chunk arasında değişen bir dosya
downloadı yapmaya başlar. İlk chunkın(genel olarak en düşük bitrate belirlenir)
download süresine göre 2. Chunk ya daha üst bitrateten ya da bağlantı en düşük
bitrate için uygunsa aynı bitrate’ten indirilmeye devam eder. Bu yapı videonun
son chunkına kadar işlemeye devam eder ve bağlantı hızındaki değişikliğe göre
adaptasyon sağlanır.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
ABR teknolojisinde en popüler ve öne çıkan Apple'ın HLS'iyle Microsoft'un Smooth Streaming'idir. Yakın zamanda popülerliği git gide yükselen DASH ise gelecekte HLS ve SS'in tahtına şimdiden en güçlü aday olarak gözüküyor. </div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01138410868367856328noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-71528152535894368922016-05-23T10:08:00.000+03:002016-05-23T10:08:20.623+03:00OTT ile Uzun Arayı Kapatma ÇabalarıBasketbol eski işim, seyahat de hobim olduğuna göre artık burada biraz da 3 yıla yakın süredir mesai harcadığım OTT ve CDN dünyasıyla ilgili en azından birçok kişinin adaptasyon sürecini hızlandırabileceğini düşündüğüm paylaşımlarla yazılarıma geri dönüyorum.<br />
<br />
Öncelikle paylaşacağım bilgilerin konu başlıkları bağlamında tüm ayrıntıları barındıramayacağı ve çok büyük ve bilinmeyenleri daha fazla olan bu dünyada sizlerin tüm ihtiyaçlarını karşılama ihtimalinin düşük olduğunu belirtmem gerekiyor. Konulara bakış açımın Teknik bir Proje Yöneticisi kapsamında olacağı için bu işin yazılım ve sistem kısmında uzmanlaşmış kişileri pek de tatmin etmeyebilir.<br />
<br />
OTT ve CDN Dünyası çok fazla değişken, sınırsız sayıda terminoloji ve yine aynı sayıda protokollere sahip. Yani özetle bu dünyanın tamamı hakkında uzmanlaşabilmek oldukça zor fakat belli alanlarında iyi olabilmek bile çok önemli bilgi birikimi ve saha deneyimi gerektiriyor.<br />
<br />
Bu sebeple genel bilgilerden ziyade öncelikle aşağıdaki başlıklar hakkında olabildiğince kısa sürede araştırmalarımı ve deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.<br />
<br />
• Adaptive Bitrate Streaming Nedir? <br />
• HLS<br />• SS<br />• DASH <br />
• Encoding <br />
• Codec Nedir? H.264 ve H.265 arasındaki farklar.<br />
<br />
<br />
• Trancoding <br />• Transmuxing<br />• MPEG 2<br />• MPEG 2-TS<br />• MPEG 4<br />• Encryption<br />• DRM<br />• Caching<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01138410868367856328noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-29299939641759023092015-08-27T15:08:00.001+03:002015-08-27T15:08:41.868+03:00Küçük Bir Selanik Turu<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0-G433dgnObjS8Y_X58uo0FwkXEWlbk-tZAnBcaZn-7zaEncq4QMhgs87WKmz6OXRKbfnTUIVCQh2myitOV0qYUh_z0gDr1V8DqVFDu6dt_PP98YRkUsJNvOG8NmMAp31l8llLoIJgns/s1600/20150822_130804.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0-G433dgnObjS8Y_X58uo0FwkXEWlbk-tZAnBcaZn-7zaEncq4QMhgs87WKmz6OXRKbfnTUIVCQh2myitOV0qYUh_z0gDr1V8DqVFDu6dt_PP98YRkUsJNvOG8NmMAp31l8llLoIJgns/s640/20150822_130804.jpg" width="640" /></a> <br />
Hayatımız spordan ibaret değil ya! Biraz da gezelim, görelim, anlatalım, bilgilendirelim, topluma hizmet edelim.Geçtiğimiz hafta sonu 2 gün için Selanik ziyareti yaptım. Bugüne kadar yurt dışı seyahatlerimin aksine bir çılgınlık yapıp, sınır kapılarında ne olur ne biter, otobüsle gidiş gelişler nasıldır diye merak ettim, etmesem de olurmuş.<br />
<br />
Yolculuk Cuma akşamı 21.00'da Esenler Otogarından Alpar Turizm'in Setra otobüsüyle başladı ve akşam trafiğine kontrolsüz girişimizle devam etti. Normalde 2.5 saatte planlanan gümrük kapısına gidiş 4.5 saat sürdü. İstanbul'dan akşam akşam öyle kolay ayrılamazsın tabi. Mesafe problem değil de otobüsle gümrük geçmek tam bir işkence maalesef. Herkes sırayla otobüsten inip, çıkış mührü vurduruyor ki burada da maalesef firma personelleri çok yardımcı değiller. Herkesin her gün sınır geçtiğini düşünüyor olabilirler. Neyse ülkeden çıkışımızı yaptık ve filmlerde gördüğümüz sahne olan tarafsız bölgede iki bayrağın, iki ülkenin askerlerinin karşılıklı beklediği yerden geçiş herkesin en azından bir kez görmesi gerekir. Sırf bu yüzden bir kez karadan Yunanistan'a gidilebilir.<br />
<br />
Yunanistan tarafına girişimiz de parmak izi onaylamaları sebebiyle uzun sürünce 2.30'da Yunanistan'a ancak girebildik. Selanik'e varış da sabah 8'de oldu. Çılgınlık mı, evet! Selanik internetten bakınca 340.000 nüfuslu, bizim şartları düşününce küçük bir şehir olmalıydı fakat kesinlikle değil. Tarihi kısım ve yeni kısım olarak 2 bölüm olarak düşünülebilir. Turist olduğumuz için şehrin eskiden Surlarının iç kısmında kalan kısmında kaldık, gezdik, gördük.<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZmmpy4k02kvHQkOP7KXLfZds67y1J5N4Nwjw3yrdafjrmgCAul2b2UW43gB682r43HMBYHRAEoZDSFTiQOugdDZYIe6EAJRF2JrrpU6Lr9cMvm7RCmh8lUQequTM_CmGAlzY_kVBEUlY/s1600/20150822_120825.jpg" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZmmpy4k02kvHQkOP7KXLfZds67y1J5N4Nwjw3yrdafjrmgCAul2b2UW43gB682r43HMBYHRAEoZDSFTiQOugdDZYIe6EAJRF2JrrpU6Lr9cMvm7RCmh8lUQequTM_CmGAlzY_kVBEUlY/s400/20150822_120825.jpg" width="225" /></a><br />
<br />
Şehrin büyüklüğü yüksek kesimlere çıkılınca daha iyi anlaşılıyor. Gitmeden yaptığımız araştırmalar ve elimizdeki 2 günü düşününce kısıtlı şartları olabildiğince verimli kullanmaya çalıştık. Sabah 9'da şansımızı denemek için rezervasyon yaptığımız Pella Hotel'e gittik ve erken giriş yapabilme ihtimalimizi sorduk. Olumlu yaklaştılar ve normalde 14.00 olan giriş saatini 5 saat öne çekerek dinlenme fırsatı bulduk. 2 kişilik oda için gecelik 36€ ödedik. Oda temizdi ve fiyatına oranla gayet güzeldi. İnternet bağlantısı ise bir çok 5 yıldızlı otele taş çıkartır.<br />
<br />
Egnatia Caddesi şehrin belki de en merkezi caddesi. Bu caddeden
Kamara(Bildiğin Kemer) tarafına geçtikten sonra yukarıya doğru çıktık.
Hemen karşımıza çıkan Rotunda'ya 5 dakika ayrılabilir. Sonrasında ise
yukarıya doğru 10 dakika devam ettiğinizde Konsoloslukla bitişik olan Atamızın
evine geliyoruz. 3 Katlı evde sergilenen eşya sayısı çok az
şehirde en çok Türk'e rastladığımız yer burası. İçeriye girmek için
konsolosluğun zilini çalmak gerekiyor sonrasında ise ziyaretçi defterine
isim yazıp evi gezebiliyorsunuz. <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUaiBB5jLIGAikoNnVFFcFs22qHTiPK62PYfHsk6UmDl5QnRVgDzin0kKqZrsx4ddfnsHPwlpyGowXampLafLii7KXRrKqzIJfMXMeS19Mge1BJWaP7HiVOPHiLJrC6PcQPcrgLDmOrqU/s1600/20150822_121451.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUaiBB5jLIGAikoNnVFFcFs22qHTiPK62PYfHsk6UmDl5QnRVgDzin0kKqZrsx4ddfnsHPwlpyGowXampLafLii7KXRrKqzIJfMXMeS19Mge1BJWaP7HiVOPHiLJrC6PcQPcrgLDmOrqU/s400/20150822_121451.jpg" width="225" /></a></div>
<br />
<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUaiBB5jLIGAikoNnVFFcFs22qHTiPK62PYfHsk6UmDl5QnRVgDzin0kKqZrsx4ddfnsHPwlpyGowXampLafLii7KXRrKqzIJfMXMeS19Mge1BJWaP7HiVOPHiLJrC6PcQPcrgLDmOrqU/s1600/20150822_121451.jpg" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"></a>Atatürk'ün evinden sonra yukarıya doğru yürümeye devam ederseniz biraz yokuş ama kesinlikle değecektir. Osmanlı<br />
döneminden kalma evleri ve tarihi bir mahalleyi gezme şansınız olacaktır. Ben yorulmam yürürüm derseniz şehrin surlarını paralel takip ederek şehrin en yüksek noktalarından birine çıkabilirsiniz. Güzel bir rock bar dikkat çekiyor, dinlenmek için ideal. Sonrasında ise Selanik ayaklarınızın altında.<br />
<br />
Şehrin gezilebilir yerleri için yürümek yeterli ama bizim gibi günde 20 Km yürürüm demiyorsanız tatil sürenizi uzatmanız gerekiyor. Sonraki durağımız White Tower oldu. Şehrin simgesi olan kule Bizans zamanında yapılmış. Osmanlı'dan şehir alındığında(Aslında 25.000 kişilik ordu ateş etmeden şehri teslim etmiş) Yunan arkadaşlar boyamışlar. White Tower ile Limani arasındaki bölüm gerçekten Kordon'a benziyor. Yan yana bir çok Cafe ve Bar dizilmiş durumda. Limani akşamları özellikle bizim Caddebostan kıvamına geliyor. White Tower tarafları azıcık daha kötü gözüktü gözümüze akşamları.<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi9JFJqih19Rrd2Ag3cDMmtGO4v2amowxMyuZnzPQbvv2Y480Q0MQM6Q8-ysB1wXJYPQm2QDe4551RYtrfIMpQQpLe2jdOH1NpJL-OUqxNp88s4OELGBs9qrJQ3kQowsRCOZu8tL8x2jEQ/s1600/20150823_164528.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><br /></a>
Şehrin gece eğlencesi Ladadika denen bölümde toplanmış. Tavernalarda, Barlarda, Club tarzı yerlerden de burada bulabilirsiniz. Gece hayatı çok aksiyonlu gözükmedi sebebi yaz mevsiminde gece hayatı seven insanların daha çok sahil kasabalarına akın etmeleriymiş. Dogs diye bir mekana denk geldik gayet iyi duruyor. Çok pahalı gibi gözükse de bir bira 6€. Euronun alıp başını gitmesi adamların suçu değil tabi.<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDM71sEI9_AH3FF2Rb8qDGdD3Bl1rf28CKpAwDCpAqFkloJGMl8lwfDm2zE4NVsVAd617rXhKQok5Gagmp-6QSD30lcRNcrKCUITKAVhCObNC529mQbxvNi4zWmjHN9FREDkVgk057qUU/s1600/20150822_123823.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="360" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDM71sEI9_AH3FF2Rb8qDGdD3Bl1rf28CKpAwDCpAqFkloJGMl8lwfDm2zE4NVsVAd617rXhKQok5Gagmp-6QSD30lcRNcrKCUITKAVhCObNC529mQbxvNi4zWmjHN9FREDkVgk057qUU/s640/20150822_123823.jpg" width="640" /></a> <br />
<br />
Deniz ürünleri ve Ouzo denenmesi gereken şeyler. Kahvaltı kültürü yok, hamur işleriyle kahve veya sandviçe talim durumu var. Yunan usulü Kalamarı kesinlikle deneyin. Şehir içi taşıma taksi ve otobüsten ibaret. Tarihi bölüm dediğim bölge yürünerek gezilebilir fakat Kamara'yı geçip giderim diyorsanız vasıta kullanmak gerekli.<br />
<br />
Pazar günü dükkanların büyük bölümü kapalı, yeme-içme yerleri dahil. Cafe-Bar'lar ve Aristoteles Meydanı ise Pazar günü dükkanların açık olduğu tek yer. Hediyelik eşya için tek yere gitmeyin fiyatlar aşağı yukarı aynıdır demeyin. Aynı magnet 1 yerde 1.5€ iken 50 metre ileridi 3€ olabiliyor.<br />
<br />
Özetle gidilmesi, gezilmesi, görülmesi gereken bir yer diyebilirim. 3 günlük bir seyahat yeterli olur diye düşünüyorum. Kendi aracınızla 5-6 saatte alabilirsiniz yolu. Otobanlarda OGS, HGS gibi aksiyonlar yok, nakit çalışıyorlar. Yol üzerinde gördüğüm Kavala'nın şehir olarak gözüme daha güzel geldiğini de söylemem gerek. Selanik ile arası 160 KM. Şehir pahalı değil € pahalı. Ekonomik krizden bunalmışlık falan yok, bizle kıyaslarsak adamlar gayet rahat ve mutlular. Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01138410868367856328noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-49902852993421602372015-08-11T10:03:00.001+03:002015-08-11T10:08:39.633+03:00Bir Harf Bir Kelime<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://media.cmgdigital.com/shared/img/photos/2012/08/12/cd/6b/slideshow_1002213321_horford.0627_01.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="http://media.cmgdigital.com/shared/img/photos/2012/08/12/cd/6b/slideshow_1002213321_horford.0627_01.JPG" height="220" width="320" /></a></div>
Altyapı Basketbolu gerçekten çok farklı bir dünya. Genç oyuncular yetenek, fizik, oyun zekası ve karakter olarak farklılıklar gösteriyor ve çok daha sivri bir şekilde ayrılıyorlar. Aslında oyuncuların özelliklerinin en saf hali altyapıda oynadıkları dönemde fark edilebilir. İlerleyen yıllarda basketbolun gereklilikleri kapsamında ve yoğun çalışmayla oyunlarına birçok özellik ekleyebiliyorlar. Fakat en saf, el değmemiş basketbollarını genç yaştayken oynarken görüyoruz.<br />
<br />
Ülkemizde altyapılar, güçlü takımların ülke çapındaki bağlantıları ile iyi oyuncuları topladıkları ve az sayıda takımın zirve yaptığı bir konumda. Küçük kulüplerin nadir de olsa buldukları yetenekleri genç yaşta büyük kulüplere göndererek yapılarını bir üst seviyeye taşımadıkları ve sadece büyük takımların yüksek rekabet ortamı sağlayabildiği bir durumdayız maalesef.<br />
<br />
Son dönemlerde ülke basketbolu özellikle milli takımlar seviyesinde altyapılarda çok büyük işlere imza atıyor. Artık Avrupa Şampiyonalarının her kategoride(Maalesef Erkekler Kategorileri) şampiyonluk adaylarından biri Türkiye. Fakat altyapılar hakkında doğru bilgileri, ayrıntılı haberleri öğrenebileceğimiz çok fazla kaynak bulunmuyor. Çok sayıda insanın takip ettiği web siteleri ise amatörlükten kahroluyor.<br />
<br />
İlk altyapı turnuvamı anlatırken oyuncuların neredeyse tamamını ilk kez izleyecektim. Benim de ilk yılımdı spikerlikte. Formalarda isim olmaması da işin tuzu biberi olmuştu ve ilk maçta birkaç kez isim hatası yapmıştım. Daha sonra adı bende saklı, şu anda 2. ligde oynayan iyi skorerlerimizden birinin annesi gelerek oğlunun ismi konusunda dikkatli olmamı rica etmişti. Sonrasında anonslar yapılırken de dikkat etmiştim ve bu yaştaki oyuncular, aileleri ve çevreleri için bir harf hatası bile çok büyük bir hassasiyet konusu. Hatta sadece bu yaştaki oyuncular değil geçtiğimiz yıl 3. lige yükselen bir takımın oyuncusu bile istatistik programının marifeti sebebiyle isminde düzeltme yapmıştı(İsminin ü ile değil u ile okunmasını istemişti). O günden sonra en çok dikkat ettiğim konulardan biri oldu altyapı oyuncularının isimlerini doğru söylemek ve yeri geldiğinde doğru yazmak!<br />
<br />
Bu oyuncuların büyük bölümü her geçen yıl basketbollarının üzerine koyuyor ve geleceğin Türk Basketboluna yön verecek isimler haline geliyorlar. Yine ülkemizde yapılan önemli turnuvalarda, Avrupa hatta Dünya çapında yetenekleri izleyebiliyoruz. Bu oyuncuları basketbol severlere tanıtırken daha isimlerini bile doğru yazamayan insanların yazılarını okumak insanı üzüyor. Keşke herkes etrafında olup biten her şeyi acımasızca eleştirebilirken dönüp biraz da neleri yanlış yaptıklarına bakabilse...Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01138410868367856328noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-41193190007045944432015-08-05T14:57:00.002+03:002015-08-05T15:02:36.955+03:00Muazzam Değil Muhteşem!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5BW5UjFBTNjyDakzB4TqO8EO5fRevA7LNRfGNiTECsnu3yNzZqjRIOXmbaEhoDn-GhkrBlgKuxM2VxY6WwEy-AB2QB5EexQHbPUhBtjMq2SlRXOrndhsr5jgLJyuhBLRxwuKHYrC7hBo/s1600/angry-old-person.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5BW5UjFBTNjyDakzB4TqO8EO5fRevA7LNRfGNiTECsnu3yNzZqjRIOXmbaEhoDn-GhkrBlgKuxM2VxY6WwEy-AB2QB5EexQHbPUhBtjMq2SlRXOrndhsr5jgLJyuhBLRxwuKHYrC7hBo/s400/angry-old-person.jpg" width="333" /></a></div>
Aslında küçük bir isyan anlatmak istediklerim. Spor camialarında yazan çizenlere baktığımızda veya salonlara gittiğimizde bir türlü oralardan ayrılamayan, bırakamayan veya bırakmayan, biz sıkılsak da saygıdan sıkıldık diyemediğimiz ve sürekli arkasından konuştuğumuz ne kadar çok isim var.<br />
<div>
<br /></div>
<div>
Her insanın başlangıç, gelişim, olgunluk ve emeklilik dönemleri vardır. İnsanlar en verimli oldukları dönemde en iyi eserlerini ortaya koyarlar, fakat çoğu muhtelif sebeplerden bir türlü emekli olup, köşelerine çekilemezler. Dünyanın döndüğünü, gelişimin, değişimin gerçeğini bir türlü kabullenemezler. Hayvanlar aleminde bu durum biraz daha acımasız. Aşağıdan gelen genç artık kenara çekilmesi gerekeni güç kullanarak dışarı atar. Biz insanların ise etik davranışları ve ahlâkı bu tür hareketlere pek müsait değil(bu tanım etik değerleri olan ve güzel ahlâka sahip olanlar için). En nihayetinde artık çekilmesi gerekenleri zor kullanarak yerlerinden indirmiyorsak, bu kişilerin de çekilmeyi akıl etmesi gerekir değil mi? Fakat bu ülkede insanların zamanında çekilmenin ne demek olduğunu bilmemeleri gibi büyük bir sorun söz konusu.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Twitter'da ne zaman bir spor yazısı paylaşılsa 50-60 yaş üstü kişiler tarafından yazılmışsa o yazıyı açıp bakmıyorum. Bu davranışımın sebebi onlara saygı duymamam değil elbette. Sporun gelişimini hatta sadece sporun değil tüm yaşamın gelişimini düşünürsek bu kişiler oynadıkları veya aktif rol aldıkları dönemdeki şartlar ve doğrularla bugünü sürekli kıyaslar ve doğru olduğunu sandıkları eleştirileri yaparlar. Fakat gün artık onların günü değil, bildikleri ise günümüzün doğruları artık değildir. Vakit kenara çekilme vakitleridir ama bir türlü oradan ayrılamazlar.<br />
<br />
Bunun adı ego tatmini, yalnızlık korkusu, toplum içindeki yerini kaybetme endişesi, gerçekliği reddetme, yaşlılık belirtiler, vb. belki de onlarca sebep sayılabilir, herkes bu konuda istediği tanımı yapabilir. Fakat gelişim için en önemli ihtiyaç insanın kendini emekliliğe hazırlaması ve bayrağı ileriye taşıyacak kişilere köstek olmak değil, ihtiyaçları olduğunda destek olmalılar. Çünkü artık hareketler muazzam değil muhteşemler!</div>
Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-55648808035938634962015-08-03T14:53:00.003+03:002015-08-03T14:57:44.344+03:00"Olsun Bu (da) Yeter" Yetmesin!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-6DXMiug3VTwZb7ydyVdxCdafYe_qXmg1VWII0xrviC05LZlFfg2ttxg_wAs0d45hItJMKELaL3Eh0oWd-dQiTpHHKspo7EMhXHVFQYLch-q7x5TXQZu22AM3SffRUUP9Bm9GZD5OuG4/s1600/u182015.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-6DXMiug3VTwZb7ydyVdxCdafYe_qXmg1VWII0xrviC05LZlFfg2ttxg_wAs0d45hItJMKELaL3Eh0oWd-dQiTpHHKspo7EMhXHVFQYLch-q7x5TXQZu22AM3SffRUUP9Bm9GZD5OuG4/s640/u182015.jpg" width="640" /></a></div>
Bayılırız teselliye konu ne olursa olsun. Elde edilen başarı varsa tabi ki kutlanmalı ama bu kadarı da yeter kafasından çıkılmalı. Neden biz de artık kural koyan olamıyoruz? 2.'liğe üzülmek tabi ki suç değil ama kaçan fırsattan ders almak yerine neden teselli? Kısaca 2.'liğe finali kaybettik diye değil bizim zaten olmamız gereken 1.'liği rakibin kazanmasına izin verdiğimiz için kendimize kızmalıyız.<br />
<br />
Dün sona eren U18 Avrupa Şampiyonasında Milli Takımımız turnuvayı 2. olarak tamamladı. Kadromuz tartışmasız turnuvanın en iyi kadrosuydu. Çünkü, neredeyse her pozisyonda çok değerli oyunculara sahiptik. Bu oyunculardan her ne kadar bir çoğu hak ettiği süreleri alamasa da zorlaya zorlaya finale kadar çıkmayı başardı gençlerimiz. Finalde ise 14 sayı öndeyken şampiyonluk ev sahibine kaybedildi. Böyle şeyler olur mu neden olmasın? Dünkü maçı kazanabilir miydik çok rahat kazanabilirdik.<br />
<br />
Teknik detaylara girmek, yapılan hataları tespit etmek, hata sahiplerini yaptıklarına pişman etmek zor şeyler değil elbette. Önemli olan artık Altyapı Erkek Milli Takımlarında Türkiye için tek hedef şampiyonluktur. 2.'lik bizi teselli edemez, 2.'lik bizim için başarısızlıktır, Gümüş Madalya bizim için teselli olamaz fikrini benimsemektir. U20 takımımız da bu yılı 3. olarak tamamladı. Madalya almak güzel ama kabul etmeliyiz bu madalyalar bizim için başarısızlıktır.<br />
<br />
Altyapı Erkek Milli Takımlar kategorisinde önümüzde U16 turnuvası kaldı. Yine çok değerli bir takıma sahibiz. Bu takım kalitesini Konya'da Uluslararası U16 turnuvasında kanıtladı. Hedefimiz yine mutlak şampiyonluk olmalı. 2. olursak yine başarısız olmuş olacağız fakat gümüş madalyada teselli bulamayız. Bu sene olmazsa sonraki senelerde yine şampiyon olabilecek potansiyele sahip olduğunuzu artık sindirmeli ve turnuvalarda finale kadar kimsenin karşılaşmak istemediği takım olma statüsüne geçmeliyiz. Orada terinin son damlasına kadar savaşan oyuncularımıza helal olsun! U18'i kaçırdılar belki ama hedefleri U20'de şampiyonluk olsun.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2865dV0Wv_dfOOaF-AISthpyxPqunJvb7SvCqhzsKksUg4FlgeHl3yR-yqg9e311Px0htqFSm6AhZVZ5hpD7FkWpGPFKQlco9xmdENW2bGZtg4lL2Fzm0jAE4cIcEAxczK-eLqXc0uko/s1600/u182015.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><br /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01138410868367856328noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-27119990958146538592015-07-28T10:07:00.002+03:002015-07-28T10:23:31.359+03:00Sezon Öncesi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXGmNrluEPf17axqknohDYK6O44Hn2-ue6jDgd9wT-xJuuZhRqZdyDrEqVwRK7qFOLnwgAI3nd45svdIGDyG-HLUzNyI33YHji9FkEf5JazoXw1VHSYe7CSslUPyvfH9TYe3GqyH2FBwA/s1600/hqdefault2.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgXGmNrluEPf17axqknohDYK6O44Hn2-ue6jDgd9wT-xJuuZhRqZdyDrEqVwRK7qFOLnwgAI3nd45svdIGDyG-HLUzNyI33YHji9FkEf5JazoXw1VHSYe7CSslUPyvfH9TYe3GqyH2FBwA/s320/hqdefault2.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
Tembellik Ata Sporu olduğu için yazı yazmak da bir o kadar zormuş gibi düşünüp, yine aylarca atıl kalan buralara, bir an heyecanlanıp bu sefer düzenli yazacağım diyerek 10. başlangıcımı yapıyorum.<br />
<br />
Deniz kenarında(canın istediğinde balıklama atlanabilecek bir deniz tabi) yaşamadıktan sonra yaz mevsimi, mevsimlerin en keyifsizi. Olimpiyatların olduğu 4 senede bir geçen güzel seneleri ayrı tutmak lazım tabi ki. Güzel diziler biter, futbol, basketbol sezonları tatile girer. Maalesef bisiklet, tenis gibi sporlar beni benden alamıyor. Sürekli takip ettiğini söyleyenlerin de sürekli takip etmediklerini biliyoruz zaten, bu yüzden haksızlık yapıldığını düşünmüyorum.<br />
<br />
Fantastik geçen bir transfer sezonu izliyoruz. Hem yerli oyuncularımızın Avrupa'ya gidişleri hem de önemli yıldızların Süper Lig'e gelişlerini gün ve gün takip ediyoruz. Transfer dönemi devam ettiği sürece de sürprizlere açığız. Aynı durum basketbol için de geçerli fakat o tarafta biraz tek taraflı yürüyor gibi işler, Fenerbahçe şu ana kadar sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın da en iddialı takımlarından birini oluşturdu. Efes'in genç yerlileri Milli Takımlarda keyif veriyor ama takımın da önemli takviyelere ihtiyacı var. Şampiyon takım ise tüm ana karakterlerini kaybetti. Basketbolda sezon içinde sürpriz maçlar izliyoruz ama büyük resimde şu anda Fenerbahçe'nin dengi bir takım oluşmuş gibi gözükmüyor.<br />
<br />
Futbol maçlarında yayın haklarının büyük bölümü Digiturk'te basketbolda durum paylaşıldı bu sene Şampiyonlar Ligi TRT ve Tivibu ikilisinde. Yine maç izlemek için ekstra çabalara ihtiyaç olacak ama buna değecek gibi gözüküyor. Sonbaharla beraber hobilerin, ilgi alanlarımızın yeni sezonu bu akşam Şampiyonlar Ligi elemeleriyle başlıyor. Hepimize iyi eğlenceler!Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/01138410868367856328noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-41788467719119856722014-12-19T10:34:00.001+02:002014-12-19T10:34:38.172+02:00TV'den Spor İzlenebilir Mi?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEwHJVcnULHsmf-hrKrkmRhbmGmr-5mb5zDTCv-cjeqDG0K3mRzLvyGaEp6fbr2EUDiMjplpP7mf6teUtqcDRkhywknAhsSA192by0sgf-4uizznRHUt_-9wrXpWHWLi0EoNXAJsvnP6MV/s1600/2211-BT-Sport-750x402.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEwHJVcnULHsmf-hrKrkmRhbmGmr-5mb5zDTCv-cjeqDG0K3mRzLvyGaEp6fbr2EUDiMjplpP7mf6teUtqcDRkhywknAhsSA192by0sgf-4uizznRHUt_-9wrXpWHWLi0EoNXAJsvnP6MV/s1600/2211-BT-Sport-750x402.jpg" height="171" width="320" /></a></div>
Maç seyretmek ikiye ayrılır. Taraftar olarak ve sporsever(seyirci diyen de var) olarak. İkisinin konuya bakışı çok farklıdır. Bir sporsever aynı zamanda bir takımın taraftarıdır genelde fakat bir taraftar genelde bir sporsever değildir. Şunu da ilk cümlelerin arasında belirtmek lazım maçın yapıldığı yerde bulunmak neredeyse her zaman TV'den izlemekten iyidir. <div>
<br /></div>
<div>
Sporu sevmek, sevdirmek lazım çünkü insan olarak avcı toplayıcı dönemlerimizden kalma içgüdülerimiz nesilden nesile aktarılmaktadır. Sadece içgüdülerimizi ne kadar bastırıyoruz, spordan ne kadar kaçıyoruz yüzleşmemiz gereken konu bu aslında. Şimdi çıkıp okla, mızrakla yemek bulmaya gerek kalmadığı için oturmayı, yatmayı, şişmanlığı hastalık olarak görmeyi tercih ediyoruz. Bu saçmalıklardan kurtulmak için spor yapmalı ve yapılmasını teşvik etmeliyiz. Sporu sevdikten sonra bu işi hakkıyla yapan kişilere de saygı duyacak ve merakımız bu yönde artacaktır. Öncelikle sporu sevmeliyiz ki daha sonra bunu izlemekten keyif alabilelim. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Ülkeden ülkeye değişen sporu izleme kültürel farklılıkları da ortaya çıkmaktadır. Sayılı spor kanalımız var ülkede. Onların da birkaçını ayırırsak genel öncelikleri futbol oluyor tabi. Diğer branşlarda bir program bulmak, izlemek, yeni spor dalları hakkında bilgi edinmek pek bize göre değil. Yine de bulduk peki kalite standartlarımız ne halde bunlara da bakmamız lazım. TV'lere veya internet medyasına baktığımızda genelde bizi çeken, ilgiyle izlememize sebep olacak insanlara pek denk gelemiyoruz. Maç anlatan spikerler, onlarla birlikte içimizi bunaltan yorumcular öncelikle maç izlerken ilk rakibimiz oluyorlar. İşini iyi yapanlar yok demek değil tabi bu yorum ama sayılarının az olduğu da aşikar. Daha sonra oturup sporla ilgili bir program izleyelim desek ya seviye yerlerde aranıp bulunamayacak kadar dipte veya konuşan kişiye zorla saygı duyulmaya çalışılırken sıkılarak kanalı değiştirmekle sonlanıyor heyecanımız. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kısaca TV'den spor izlemek zor. İçeriğin kalitesi genelde düşük kalabiliyor. Kalmasa da size aktaranların kalitesi düşük oluyor. Bunları bir arada bulunca kendimizi şanslı hissediyoruz. Herkesin yapabileceği birşey olan spor konusunda izlenebilecek içeriğin bu kadar az olması da büyük soru işareti aslında. Sonuca gelirsek sporu önce yerinde izleyelim yoksa TV'den izlemek konusunda kendimizi iyi oranda geliştirmemiz gerekiyor.</div>
Unknownnoreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-47940246908800097632014-12-11T11:06:00.002+02:002014-12-11T11:48:22.747+02:00Bizim Ülke ve Spor<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGqR-brfSexDkyuRbte4zHl3-kNpNw37K0cxks_uNdU1jn3r9HkpjMHq0OPXS1Bo3MRAGuxcKEIfGmXp4GQsyIFRvEuc61NAm-qPrxiFuKblJLOzK5zIl1l6puLdBuGgb4XOeLeyNn85cN/s1600/Desporto-e-Entretenimento.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGqR-brfSexDkyuRbte4zHl3-kNpNw37K0cxks_uNdU1jn3r9HkpjMHq0OPXS1Bo3MRAGuxcKEIfGmXp4GQsyIFRvEuc61NAm-qPrxiFuKblJLOzK5zIl1l6puLdBuGgb4XOeLeyNn85cN/s1600/Desporto-e-Entretenimento.jpg" height="177" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
Erkek nüfusunun %99'u kadın nüfusunun da %1'i spor uzmanıdır bu ülkenin. Bu yüzden spor ve muhtelif birkaç konu erkek muhabbeti, geriye kalan tüm konular kadın veya uzman muhabbetleri olarak algılarda yerini almıştır. Açıkçası envai çeşit spor organizasyonu olsa da %99'lık usta kısmın %97'si ile sadece futbol konuşabiliriz. Bu da demek oluyor ki futbol konusundaki uzmanlığımız diğer sporları toplayıp gelseniz yine de döver. Peki bu kadar iyi bildiğimiz bir konuda dünya standartlarında birkaç branş haricinde niye bu kadar gerideyiz?<br />
<br />
Hepimiz aslında bunun da sebebini biliyoruz, çünkü uzmanız. Yoksa kimsenin fikrinin TV'de izlediği, gazetede okuduğu kişilerin düşünceleriyle alakası yok. Bu adamlar sadece mevcut düşünürlere muhalif ya da destekçi olabilirler. Açıkçası güzel ülkemde birilerinin bir konuyu bilmediğini itiraf etmesi kolay görülen bir şey değil. Özür dilemek, bilmediğini söylemek birçok kültürde erdemli bir davranış olarak görülürken Türkiye'de zaafiyet olarak gözükmektedir. Algılarımız neden bu halde nasıl bu hale geldi bilinmez ama durum gerçekten vahim.<br />
<br />
Ustalık konusundan başlayalım, tribün olaylarını bitireceği söylenen ama tribünleri bitiren bir uygulama ile sezon açıldı. Her zamanki gibi plansız bir sistem, hataları ile çoşkuyu futbol sezonuna vermiş bulundu. Kocaman stadlarımızın içi boş kalıyor artık, takımlar zararda, oyun zararda, itibar zararda fakat niyeyse herkes karda deniyor. Herkes suçu birbirine atarken taraftar iyice stadlardan soğuyor ve zaten profesyonellikten uzak Türk futbolu gaz faktörünü de kaybedince iç sıkıntısı halini almaya başladı. Avrupa'da alınan başarılar ve başarısızlıklar örnek içine girmemeli. Şu anda ligimizde oynanan herhangi bir maçı izlemek için gerçekten motivasyon gerekiyor, çünkü zevk aldığını söyleyen insan dürüstlükten yüksek oranda fedakarlık yapmıştır.<br />
<br />
Adı 2. branş olan basketbolda ise iddialı takımların maçları haricinde yine boş tribünler yine sessiz sakin maçlar. Maçlar bazen muhteşem oluyor ama onlara da gölge düşürecek hareketlerden geri kalmıyoruz ki hafızalarda yer etmesin. Zaten açık alanda hava şartları kötüyse oynanamayan, salon haliyle sokak hali birbirinden farklı bir spor olan basketbol çok fazla insana ulaşamıyor. Ulaşan insanların da salona gitmesi için heves yaratılamıyor. İlginin bu kadar düşük olduğu bir branşı TV'den izlemek de pek mümkün olmuyor, sonuç ortada. Maçlarına kimsenin gitmediği kadınlar bu branşta aldı başını gitti, profesyonellikle alakası olmayan erkek tarafımızda ise ev sahibi olunan turnuvaları atarsak yine elde var 0.<br />
<br />
Lokomotiflerde durumlar böyleyken diğer tüm branşları tek tek açıklamak saçma olacak. İnsanların ekstra emek vermediği, fedakarlık göstermediği diğer hiçbir branşta başarılı olma şansı yok bu ülkede. Kulüplerin parası yok. Olsa da sporcuya gelene kadar aralarda kara deliğe düşüyorlar. Devlet katkısı ancak üst düzeye ulaşanlara var ki o da yetersiz. Üst düzeye ulaşana kadar gelinen yolu soran yok!<br />
<br />
Kısaca beden eğitimi derslerinde kızların dedikodu yaptığı, erkeklerin futbol ve basketbol oynadığı bir ülkenin sporu seven insanlarıyız biz. Çabamız haklı, mücadelemizde destekçimiz çok az. Bu kadar da iyi biliyoruz oysa konuyu, niyeyse bir yerde bir şey var ve yine niyeyse herkes bilse de o şeyi bulamıyoruz...Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-76936825583000154902014-02-20T17:48:00.000+02:002014-02-20T17:50:03.145+02:00Ne Gerek Var???Bizim Türk insanı çalışmaya bayılır. İş olsun sabah 5'te kalksın akşamlara kadar çalışsın gıkı çıkmaz. Boş zamanlarında işini daha iyi yapmak için çaba gösterir, zamanını çok iyi şekilde kullanır, kendine birşeyler katar. Dünyada olup biteni çok iyi takip eder olumlu yanlarına hemen adaptasyon gösterirken olumsuz yanlarından da sakınmak için derhal önlemler alır.<br />
<br />
Yukarıdakilerin hepsini üstüste sesli okusak, "Sus Çarpılırsın!!" denmesinin ardından da insanlar çarpılıyor olsaydı vay haline bu yazıyı okuyanların. Neyse ki yok böyle bir durum da hepimizin içi rahat. Son zamanlarda basketbol liglerinde bazı Türk oyuncularımız kulüpler tarafından istenilen yabancı sayısı artışına büyük isyandalar. Acaba neden?<br />
<br />
Öncelikle yabancı oyuncular oynadıkları basketbola oranla yerlilerden daha az para alıyorlar burası net. Bizim yerlilerin birçoğu iyi kalitede olduğunu sanıp burunlarına değmeye fırsat vermiyorken yabancılar gelip paşa paşa oynayıp takımlarını üst seviyeye taşımaya devam ediyorlar. Beko BL, TB2L ve TKBL'de takımların yabancısız oynadığını bir düşünelim. Neyse vazgeçtim düşünmeyeyim 3 kuruş basketbol zevkimiz var o da yalan olmasın.<br />
<br />
Basketbol maçlarını herkes izler ama antrenman izleyen çok fazla insan yoktur. O yüzden bazen bu konuda maç performansları bizleri yanıltabilir. Türk basketbolculara biraz dikkat edersek ve sohbet etme şansımız olursa çok büyük yüzdesi antrenmana gitmeyi, yapmayı sevmez. Yaparken de mutlu olmaz. Çünkü basketbol onun işi değil, bu işten para kazanmıyor, hobi olarak yapıyor ve hobi için neden antrenman yapsınki?<br />
<br />
80 milyona dayanan nüfuslu ülkeyiz. Geçtiğimiz haftalarda U16 hazırlık turnuvası yapıldı Sakarya'da. 2 milyon nüfuslu ülkeler yıldız oyuncular yetiştirmiş ve turnuvada öne çıkmışken takımımızda bir tane oyuncu yoktu yıldız seviyesinde. Türk oyuncular Avrupa'da büyük kulüplerde oynamıyor, oynayamaz da! Bence oturup düşünsünler acaba kulüpler niye böyle birşey istiyor, yerli oyuncuların kalitesi git gide düşüyor. Yabancılar olmadan takımlar çok zayıf kulüp yöneticileri bunun farkında. Büyük takımları kenara alırsak kalan takımların bütçeleri de öyle çok ahım şahım değil herkes hak ettiğini almalı. Yabancı sınırı kalksın, mecburiyetten yerlilerin kalitesi artmazsa buna herkes şaşar zaten. Biryerler sıkışmadan Türk insanının yapası gelmez çünkü...<br />
<br />
<br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-57623326604010396822014-02-19T15:53:00.000+02:002014-02-19T15:53:26.887+02:00After One More In Sakarya<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSV8SeZwy9KCReMky7UI83j773Z7PIOexVjJaWzYThfXVxmS29fhz9_FxlIu9j0VG-9n_1oZ7OhHmDnUfxnL2KZE0W0bj1Fcf0yhXATePiVaSxzB-EBTk2YUzBR4ifVpndgaR7Sn_uRTXk/s1600/VEDO4535.JPG" imageanchor="1"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSV8SeZwy9KCReMky7UI83j773Z7PIOexVjJaWzYThfXVxmS29fhz9_FxlIu9j0VG-9n_1oZ7OhHmDnUfxnL2KZE0W0bj1Fcf0yhXATePiVaSxzB-EBTk2YUzBR4ifVpndgaR7Sn_uRTXk/s1600/VEDO4535.JPG" height="266" width="400" /></a></div>
TBF’s International U16 Tournament is becoming a tradition for Sakarya but it hasi already become a traditional tournament for young class. We had a week full of basketball and watched the players about whom we are going to say “this guy was like that when he was 16 in Sakarya.”<br />
<br />This was the 4th U16 Tournament that i worked for. Unfortunately, last 3 tournaments which are organised in Sakarya, are not even close to year 2011. But you should be lucky to catch so many teams had good generations in a year. So 2011 is still special for me. It is better to separate the article into two: Turkish National team and the stars of the tournament. <br />
<br />First of all I have to say that our U16 generation does not have a star player. We have a good team defence and good offence that comes after good defences. In most part of the tournament, our defence was good but we looked for a star. Because, when the game is locked up, star players help you to win. Two players stepped forward on statistics. One is Ömer Faruk Yurtseven who was very effective inside and in blocks. Second one is Ömer Utku Al who was the leader of Assists. These two players showed their skills also in last year’s U16 Turkey Championship. But they didn’t improved themselves as I expected, I hope before summer, they will gear up. The biggest absence for the team was a trustable long distance scorer. Team had a lot of opportunities from the back of 3 point line but couldn’t finish them succesfully. Season is still continue, I’m sure that our players will be better after playing more games together. This was just the first tournament but wasn’t effective. <br /><br />
We watched some special players this year again. Those players were Arthurs Strautins and Rodions Kurucs from Latvia, Kostja Mushidi from Germany, Bathiste Tchouaffe from France and Ognjen Carapic from Montenegro. <br />
<br />Arthurs Strautins became score leader of the tournament and helped his team to become champion of tournament. He trusted his shots very much that he has finished most of the fast breaks. He was also driving in so strongly and converted one so many times. Second star of Latvia was Kurucs. He is a star that every team needs. He is a good scorer and the leader on the court. When the team needed him, he stepped forward and took the responsibility. He contributed to every part of the game for his team. <br />
<br />Mushidi from Germany has big size advantage for U16 level. Whenever he wanted to drive in, he made it easily and scored most of the time. Together with his power, he is a good shooter both inside and outside. He has almost won Turkey game by himself.<br />
<br />Carapic came to Sakarya second time. He has definitely improved his game and his playing style is similar to Teodosic’s. He can control all the court on offence and can give effective passes. However, he was unlucky because he didn’t have any supporter on the court in Sakarya.<br />
<br />The last words for Tchouaffe. It’s so hard to calculate how many games I watched and commantated. But this boy gave us a memory for all life. He scored four 3 point shots in a row in 2 minutes. He was playing extremely well but the rivals stopped him by injuring. Therefore, we couldn’t watch him again after this show. He is an extremely good scorer from every point of the court.<br />
<br />In the end, we watched live our future basketball stars. 5-6 years later, this stars will start to rule European Basketball. So we were the lucky guys to watch them before most of the basketball lovers. <br />Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-28027064817506500562014-02-13T17:03:00.001+02:002014-02-13T17:27:12.244+02:00Sakarya'da Bir Turnuva Daha Bitti<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvhLVqQjh1kwAGO6fxyZgmLnSC-shmnhyphenhyphencZmizmCJ57SM8aHhOJzTO9_KF2qTtHjWkN7m_FqF04-TDKXQop18jBr0Mwz2O6JaPUKlpT6iwqyG_HJz-nSaRdE4yOhllF6SR7kIqu6juhyphenhyphenHx/s1600/VEDO4535.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgvhLVqQjh1kwAGO6fxyZgmLnSC-shmnhyphenhyphencZmizmCJ57SM8aHhOJzTO9_KF2qTtHjWkN7m_FqF04-TDKXQop18jBr0Mwz2O6JaPUKlpT6iwqyG_HJz-nSaRdE4yOhllF6SR7kIqu6juhyphenhyphenHx/s1600/VEDO4535.JPG" height="266" width="400" /></a></div>
Geçtiğimiz hafta yapılan şehir için gelenekselleşmeye doğru yol alan ama aslında çoktan geleneksel hale gelmiş U16 Hazırlık turnuvasını bitirip İstanbul'a geri döndük. 1 hafta boyunca Sakarya'da yine basketbol dolu günler geçirdik ve önümüzdeki yıllarda bu çocuk 16 yaşında şöyleydi böyleydi diyeceğimiz genç basketbolcuları izleme ve maçlarını anlatma fırsatı buldum. <br />
<br />
Bu turnuva katıldığım 4. U16 turnuvası oldu. Maalesef 2011'in tadına daha yaklaşamadı Sakarya'da yapılan son 3 turnuva. Biraz da şans tabi, iyi jenerasyonlara aynı anda denk gelebilmek. İkiye ayırmak gerekirse yazıyı Milli Takımımız ve öne çıkan yıldızlar şeklinde bölmek en doğrusu olacak.<br />
<br />
2014 U16 jenerasyonumuz yıldız oyuncu barındırmayan, takım savunması ve savunmayla gelen hücumlar üstünden skor bulan bir ekip görünümündeydi bu turnuvada. Genelde az sayı yedik, iyi savunma yaptık ama winner oyuncumuz maalesef yok. Tüm kritik maçları da rakiplerin winner oyuncularına kaybettik. İki isim istatistik olarak ön plana çıktı. Ömer Faruk Yurtseven ve Ömer Utku Al. Bu iki oyuncu da geçtiğimiz yıl Yıldızlar Türkiye Şampiyonasında fark yaratmışlardı zaten. Ama geçen yıldan bu yıla gördüğüm kadarıyla pek birşey koyamamışlar, umarım yaza kadar daha iyi hale gelirler. Takımın en büyük açığı yüzdeli şut performansı olan oyuncu veya oyuncular. Yakalanan o kadar fazla boş şut oluyorki bu kadar da kaçmaz diyerekten saç baş yolma durumları oldu herkeste. Sezon devam ediyor, oyuncularımız elbette üstüne biraz daha koyacaklardır. Beraber yaptıkları antrenman ve oynadıkları maç sayısı arttıkça daha iyi bir U16 Türkiye izleyebileceğimizi düşünüyorum.<br />
<br />
Turnuvada diğer öne çıkan oyuncular ise(Atatürk Spor Salonunda oynayan oyuncular bazında bu düşünceler) Letonya'dan Arthurs Strautins ve Rodions Kurucs, Almanya'dan Kostja Mushidi, Fransa'dan Bathiste Tchouaffe(Şuaffe diye okunuyor bazen insanı zora sokabilen bir soyisim) ve son olarak Karadağ'dan Ognjen Carapic.<br />
<br />
Letonya'nın şampiyonluğunda en önemli iki isimden biri olan Strautins turnuvanın sayı kralı oldu. Şutuna çok fazla güvenen bir oyuncu ama yaşına göre fiziksel avantajını kullanarak çok kez faul isabetleriyle de skor üretti. Kurucs ise tam bir lider. Takımın temposunu yükseltmeyi çok iyi bilmesinin yanında oyunun her yönüne katkıda bulundu tüm turnuva boyunca. Takım ona ne zaman ihtiyaç duysa sorumluluğu aldı ve Strautins'le beraber şampiyonluğu Letonya'ya getirdiler.<br />
<br />
Almanya'da Mushidi yaş grubuna oranla çok büyük bir fizik avantajına sahipti. Ne zaman istese içeriyi çok rahat zorladı ve sayılarının büyük bölümünü böyle buldu. Fakat bunun yanında çok yumuşak bir bileği var ve hücum alanının her bölümünden sayılar üretmeyi başardı. Türkiye maçında ise yarı finali tek başına getirdi.<br />
<br />
Karadağ ise gelişimi bu şekilde devam ederse çok kısa süre sonra Teodosic ayarında bir oyun kurucuya sahip olacak. Carapic hem çok iyi şutör hem de oyunu gerçekten çok iyi okuyor. 2010'da Teodosic'i izlerken ne kadar keyif aldıysam bu turnuvada da onu izlerken aynı keyfi aldım. Tek şanssızlığı onun ayarında hiçbir takım arkadaşı olmamasıydı.<br />
<br />
Son olarak geride kalan hayatımda toplamda kaç maç izlediğimi ve son 2.5 yılda kaç maç anlattığımı hesaplamam çok uzun vakit alır ama unutamayacağım anlardan birini yaşatan bir isim Bathiste Tchouaffe oldu. Karadağ ile oynanan çeyrek final maçının 2. yarısında 2 dakikalık süre içinde 4 hücumda 2'si tepeden 1'i sağ 1'i sol çaprazdan 4 tane 3 sayılık basketi üst üste atarak herkesin gözlerini fal taşına çevirdi. Tam alev aldı gidiyordu ki Karadağ'lılar acımadı bileğinin üstüne yatıp turnuva sonuna kadar onu bir daha izletmediler bize. Fransa'nın şampiyonluğu kaybetmesinin de yegane temeli bu oldu.<br />
<br />
Sonuç olarak yine kaliteli yıldız adayları izledik. İlerleyen yıllarda bu genç oyuncuların büyük bölümü Avrupa basketboluna yön verecekler. Onları ilk izleyenlerden olmak yine büyük bir zevk oldu.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-2303639988540305922013-02-26T17:33:00.000+02:002013-02-26T17:34:16.443+02:00Unutulan Keşke Sadece Bir Blog Olsa...Sadece Galatasaray üstünden gidiyor gibi bir blogum var. O eski fanatiklikten eser mi yok şimdi yoksa üşengeçlik ile yazı yazmanın sorumluluğundan kaçmak mıdır nedir bilinmez ama yıllar geçmiş ben burayı unutalı. Utanmadan bir de twitter hesabımdan reklamını yaptığım bir yer burası oysaki.<br />
<br />
Buralarda vahşi batının çalı uçuran rüzgarları eserken iş kariyerimde değişiklik üstüne değişiklik oldu. Bunun yanına bir de okulu bitirdim ve görülen o ki öğrencilik zamanları hayatın en güzel zamanlarıymış. Çok uzak kalmamak için herkese AÖF sistemini öneririm(yerse). 2011'in Nisan ayından sonra 2012'de bir Galatasaray şampiyonluğu gelmiş basketbol liglerinde başka başka işler olmuş bense bunların arasında kaybolmuşum.<br />
<br />
Yeniden yazıya dönmek için düşünmeye devam ediyorum. Amaç mazide fazla toz altında kalmasın buralar. Yakın zamana şenlenir belki...Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-41724019269335104262011-04-07T10:38:00.003+03:002011-04-07T10:58:58.710+03:00Takım Neye Denir<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhv7_fPPWb6aN_lYXNEY8_stbj3xitOUI4DOFFLuoknNdq0g0aRTiFqh9RSc1nE4VhH7uiMxkAiLrUKmzmxtY6WgAXIMpyup0xsinapILXPNx_ehkY5GryjFWD9CpQdgaFYhtQK14VHJMeH/s1600/2.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 265px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhv7_fPPWb6aN_lYXNEY8_stbj3xitOUI4DOFFLuoknNdq0g0aRTiFqh9RSc1nE4VhH7uiMxkAiLrUKmzmxtY6WgAXIMpyup0xsinapILXPNx_ehkY5GryjFWD9CpQdgaFYhtQK14VHJMeH/s400/2.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5592747239557194498" /></a><br />TDK'ya sorayım dedim şöyle bir cevap verdi:<br />"Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk"<br /><br />Bu kısacık açıklamayı düşünelim. Sonra da Galatasaray futbol takımına bir bakalım. Şimdi meslek olarak evet hepsi birer futbolcu, burası doğrudur. Fakat buradan sonraki bölümlerde fark ortaya çıkıyor. <br /><br />Bir takım, davranış olarak, birbirlerine sevgi ve saygı olarak, iletişim ve yardımlaşma olarak ve bunun gibi sayılabilecek birkaç özellikte daha uyuma sahip olan kişiler topluluğudur. Bugün siz bunları, üstüne 106 yıllık armanın olduğu formayı geçirmiş kişilerde görebiliyor musunuz? Takımın yabancıları kendi içinde belli gruplarda, yerliler aile ise idmana zorla gelip sonra hemen yok olma derdinde, bekarlar zaten gezmeyi tozmayı seven adamlar.<br /><br />Kimsenin özel hayatına saygısızlık etmek istemem ama futbolcu sahada gerekeni veremiyorsa, bunun sebepleri aranır. Bazen de cevap özel hayatlarında gizlidir, bunlar dile getirilince saygısızlık olmamalı, sadece uyarı mahiyetinde olmalıdır. Ha cümle kurmayı bilemeyen yazarlar yüzünden ortalık sürekli karışıyor orası ayrı.<br /><br />Son olarak uzatmak istemiyorum. Yıldız milli basketbol takımının maçlarını izlerken dikkatimi çeken bir hadiseyi(yaşları 16'nın altında farklı takımlarda oynayan çocuklar bunlar)anlatmak istiyorum. Rusya ile oynanıyor ve bir pozisyonda rakip oyuncu sert ve kavgacı bir tavır sergiledi. O anda tüm benchin ayaklanıp arkadaşlarına desteğe kalktığını gördüm. Ne kadar mutlu olmuştum o birlikteliği görünce, turnuvayı 2. bitirdiler ama istedikleri zaman istedikleri takımı yenecek bir jenerasyon onlar, çünkü birbirlerini çok sevip sayıyorlar.<br /><br />Takım olmanın ve başarının anahtarı budur. Takım arkadaşı sadece formayı üstüne geçirdiğinde aynı sahada olunan kişi değildir. Takım arkadaşı senin en yakın arkadaşındır. Yeri geldiğinde eşin ve çocuğun, annen ve baban kadar önemlidir. Eğer bu önemi vermeyen kişiler bir arada ise o takım, takım değildir.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-20397098145279004022011-04-06T11:27:00.005+03:002011-04-06T11:40:18.729+03:00Uzun Zaman Sonra<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq2qamcG1yWfLqKwF5FO0V_M-T9wEs4ed8xx273A68uOkHfsCAmymU_hWqJlvlQHpKKpcHdGSpTD-peNGqcbz3I3hhclADAifXeHUWKs0B-g5Bh5Npc4DBEvAFAOLut2OiVmxOku829LeA/s1600/1.Jpeg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 208px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiq2qamcG1yWfLqKwF5FO0V_M-T9wEs4ed8xx273A68uOkHfsCAmymU_hWqJlvlQHpKKpcHdGSpTD-peNGqcbz3I3hhclADAifXeHUWKs0B-g5Bh5Npc4DBEvAFAOLut2OiVmxOku829LeA/s400/1.Jpeg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5592387177309083042" /></a><br />Uzun zaman oldu buraya birşeyler yazamayalı. Bir dönüş yapmak şart oldu. <br />Eski yazılara bakıyorum da biraz geleceği görmüşüm. Adnanlarla ilgili yaz yaz bitirememiştim. Geçen süre zarfında olan bitene bakalım. <br /><br />Galatasaray 13., tarihi rezillik söz konusu ibra edilmemiş bir yönetim ile Sn Polat tarihe geçmiş, onu seven insanlar artık niye bu adamı sevdiklerini hatırlamaz olmuş. Kimse saygı duymuyor, koskoca adamlar mali genel kurulda tezahurat yapıp, Galatasaray beyefendiliklerinin sınırlarını aşıp yuhalıyorlar. Devre arası alınan oyuncular, değişen hoca ama değişmeyen hala yönetim ve takımın hali.<br /><br />Galatasaray'ın takip edilen sporlarından en iddialı takımı kadın basketbol takımı. Bunun sebebi de ezeli rakibin dünya çapında kadın basketbolunun en iyi 5 oyuncusundan 2 sini talihsiz bir şekilde kaybetmesi. <br /><br />Olayları uzatmanın gereği yok, ultraslanın ne kadar bozulduğunu ve tribünlerin bittiğini yazmıştım, bu başkan ve hükümet yanlısı yandaşları gibi isimlerle çalışması yüzünden bu kulübün ileride çok kötü durumlara geleceği belliydi. Bugün o günlerdeyiz. Milyonlarca dolar kazanan adamlar, 10'da biri fiyatına oynayan rakiplerine karşı yetersiz, acınacak haldeler. Düzgün taraftarlar artık beklentisini bırakmış için için kan ağlıyor. Sahtekar taraftarlarsa yeni yönetimi bekliyor, e malum bedava kombineler, kulübün kıyakları olmazsa geçinemezler...Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-90353973725260687952010-10-13T10:31:00.004+03:002010-10-13T10:54:07.210+03:00Biz Mi Çok Zekiyiz?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZgytrUGAnSz8_ddTeEv8d-pgVSuSIqud4a_QHLCPLkUTBjj1Cp_-GyPkmwzK1_wrUsY9qC-aCepYNyK1maIzjM7VEIczhoD_lKHce7hlv3qtIrmByodQyvF6h4LLtj-zxoqAmxPwFDRtY/s1600/guus_hiddink12d1a19952d069fa9by.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 271px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZgytrUGAnSz8_ddTeEv8d-pgVSuSIqud4a_QHLCPLkUTBjj1Cp_-GyPkmwzK1_wrUsY9qC-aCepYNyK1maIzjM7VEIczhoD_lKHce7hlv3qtIrmByodQyvF6h4LLtj-zxoqAmxPwFDRtY/s400/guus_hiddink12d1a19952d069fa9by.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5527432743539097378" /></a><br />Açıkçası Türkiye'de olan biteni görünce futbolu konuştuğum arkadaşlarımla bizler mi çok zekiyiz sorusu aklıma geliyor. Rijkaard'ın ve yönetimin yaptıkları sonucu Galatasaray'ın hali, Aykut Kocaman ve onu buraya getirenlerin yaptıkları sayesinde fenerbahçenin hali, Guus Hiddink ve yardımcıları ile milli takımın hali.<br /><br />Görüyoruz ki Galatasaray ve fenerbahçe Avrupa'da yok. Türkiye milli takımı müthiş geçen son dünya kupasına gidemedi ve biz evde, yeri geldi işyerinde maçları izledik. Dün akşamsa olanlar, yok artık şaka mı yapıyorsunuz dedirtti.<br /><br />Öncelikle Almanya maçını hep beraber izledik. 5 tane ismi çok kolay sayabiliyordum. Bu adamlar niye oynuyor diye oturup uzun uzun düşünüyordum. Halil Altıntop, bu adam niye oynar bu adamın ligdeki başarısı nedir, takımında ne haldedir. Özer Hurmacı, Avrupa'da bile oynayamayan takımında doğru düzgün şans bulamayan adam ilk 11'de hemde iki maçta da şaka gibi. Kendi takımı hariç tüm takım taraftarlarının güzel sıfatlarla anacağı Volkan, her maç hata yapacağı kesin olan bu adam yerine diğer kalecilere yazık oluyor. Nihatı, Tuncayı ve Gökhan Gönül'ü(sakatlığından sonra eskisi ile hiç alakası olmamaması sebebiyle) anlatmak ve sormak istemiyorum bile. <br /><br />Dünkü maçta da kurtarıcı olarak sahaya giren Halil, ölmüş olduğunu herkesin bildiği Nihat, İngiltere'nin dandik bir takımında bile 11'e giremeyen Tuncay, sahada boş boş gezen Özer ve türevleri. Fransa'da döktüren Mevlüt yedek. Sakatlıktan yeni çıkmış, kendinde olmayan Semih sahada. <br /><br />Yok yok biz çok zekiyiz, yoksa bu kalan adamlara kafaları hiç çalışmıyor demeye elim, dilim varmıyor.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-10692414004268716182010-10-07T12:17:00.003+03:002010-10-07T12:29:18.173+03:00Konu Çok, Futbol Konuşan Yok<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitu_eERC2kgZfbi0A82YTs8OjXoXtFSx0CJZKMTAoMIfB3wrArVxCDAxm8Ii8gdLqzESK2nKn6tHB2s4XV_GPMABLaI3Bui6yJ2yYXlGw8hlbwl0Yvphu_uKan8gyZJOQD9ZJYVb8Iq3dc/s1600/fft1mm1204949.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 225px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEitu_eERC2kgZfbi0A82YTs8OjXoXtFSx0CJZKMTAoMIfB3wrArVxCDAxm8Ii8gdLqzESK2nKn6tHB2s4XV_GPMABLaI3Bui6yJ2yYXlGw8hlbwl0Yvphu_uKan8gyZJOQD9ZJYVb8Iq3dc/s400/fft1mm1204949.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5525233772333180978" /></a><br />Yarın Türkiye futbolu için yine önemli bir gün olacak. Türklerin en yoğun bulunduğu ülkelerden biri Almanya olduğu, tarihte ortak noktalarımız bulunduğu gibi bir çok sebepten ötürü Almanya ile olabilecek bir futbol maçının da bakış açısı farklı oluyor. Tabi durum böyle olunca futboldan konuşan kişi sayısı az oluyor.<br /><br />Günlerdir manşetleri takip ediyorum. Milli takımla ilgili konuşulan konular 2 tane. Mesut Özil gol atarsa ne olur, Arda Turan'ı kim sakatladı?<br /><br />Türkiye Almanya'ya karşı nasıl gol bulabilir? Almanya'nın genç kalecisi ve ağır defansına karşı nasıl bir hücum stratejisi izleriz? Yan toplarda yine dağılacak mıyız? Hücumda yavaş ama bitirici forvetleri olan, orta sahası iyi iş yapan, hücumu destekleyen Almanya'ya karşı kaos hücumla ne kadar başarılı olsa da dandik savunması ile kolay gol yiyen milli takım ne yapacak?<br /><br />Türkiye nasıl gol bulur, nasıl gol yemez? Milli takım kampında neler oluyor? Takımı niye Oğuz seçiyor? Sinan Bolat'ın isyanını duyan var mı?<br /><br />Sorular bitmez. Bizim basın da artık kimden ne yazması isteniyorsa onu yazsın. Milli takım ile ilgili bir kaç konu belirledikten sonra olanı biteni hiç öğrenememek. Daha sonra da yapma Volkan, ah Servet, oldu mu İsmail lafları ile maç izlemek istemiyoruz ama izleyecek gibi duruyoruz.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-82009053781226008102010-10-04T14:41:00.004+03:002010-10-05T00:22:34.551+03:007. Haftanın Ardından<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJtXK9De9XSKjDmW0s_-mDM175ijC1S5IQcnKCw_Hz7hKsPK0H307zWIa7aGNrP2tGBJJFZUM_itkyfPeBv2pjaQPrLnCTctvYgwV9siJ6vdG0Bng2n716i5dzsLJK8atDrrmko8Cj97La/s1600/spor-toto-super-lig.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 397px; height: 302px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJtXK9De9XSKjDmW0s_-mDM175ijC1S5IQcnKCw_Hz7hKsPK0H307zWIa7aGNrP2tGBJJFZUM_itkyfPeBv2pjaQPrLnCTctvYgwV9siJ6vdG0Bng2n716i5dzsLJK8atDrrmko8Cj97La/s400/spor-toto-super-lig.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5524304358012137842" /></a><br /><br />Ligin 7. haftası da sona erdi. Pek fazla beklenmeyen skor oldu diyemem, beklentiler dahilinde bir hafta izledik. Sadece gol konusunda klasik sıkıntı devam etmekte. Türkiye'de forvetler o kadar beceriksiz ki Niang çok kolay gol kralı olabilir. Çünkü bitiriciliği iyi olan herhangi bir forvet, iyi sayıda gol atabilir bu ligde. Zira savunmalar yerde sürünüyor.<br /><br />Savunmalar için en güzel örnek, 6.5 maçta 1 gol yiyen Bursaspor'a Valencia'nın attığı 4 golden anlaşılabilir. Galatasaray kötü futbol istikrarını sürdürdü. Bireysel yetenekli oyuncularında az olması sebebiyle Karabük farkı kaçırdı. Yine fenerbahçe bireysel yeteneklerle sahasında 3 gol bularak rahat galibiyet aldı. <br /><br />Haftanın en önemli maçı ise Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oynandı. Atak futbolu benimseyen iki takımın maçında, Beşiktaş haftaiçi yorgun ve hücumunun %50 si sayılabilecek Querasma'sı olmadan kaleye şut atamadı. Trabzonspor ise bulduğu çok sayıda pozisyonu cömert bir şekilde harcadı. Futbol adildi ve Trabzon kazandı.<br /><br />Son olarak Bülent Uygun istifa etmiş Bucaspor'dan. Sezon başı 20 kişi transfer edip bu kadar erken istifa eden adam, karakteri hakkında bize tekrar bilgilendirmesini yapmıştır. Sonuç olarak kötü zeminler, kötü futbol, hırs fakiri futbolcular ve endüstriyel futbol devam etti. Güzel günler görebilmek dileğiyle...Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-68013140839269888212010-10-01T14:36:00.003+03:002010-10-01T14:48:57.859+03:00Serveeeet , Serveeet, Alkış ve Ooo.<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2hO-jKFpAlRl5j2pMGsnQILikF6SaJSveiy2R4cXSgTwPVpl4gi9rUeWzaQ5FCOZbgXm7T7FQfhUHIQaMUFvfYepXIlRgjAgXJUYqPNoSRWpppnnq_t80rl1gmWaHsMLrSGCpK98xRkmk/s1600/Servet-cetin.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 302px; height: 400px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg2hO-jKFpAlRl5j2pMGsnQILikF6SaJSveiy2R4cXSgTwPVpl4gi9rUeWzaQ5FCOZbgXm7T7FQfhUHIQaMUFvfYepXIlRgjAgXJUYqPNoSRWpppnnq_t80rl1gmWaHsMLrSGCpK98xRkmk/s400/Servet-cetin.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5523042826459556978" /></a><br />Uzun zaman sonra tekrardan sahaya dönüyorum. 2010 FIBA Dünya Baskbetbol Şampiyonası'nın ardından ancak yeni birşeyler yazabilecek hale geldim. Oradaki hikayelerimi de ara ara aktaracağım. Şimdi dönelim günümüzün neşesine, Servet Çetin Reloaded.<br /><br />Sanırım aynaya baktığında ben Türkiye'nin en iyi stoperiyim diyor her seferinde. Fakat işin kötü tarafı buna da inanmış durumda. Rijkaard'ı da yer yer neredeyse hiç beğenmiyorum. Ama en azından, adam bugüne kadar bir çok kaliteli futbolcu ile oynamış ve çalışmış. Sen kalkıp da onu sorgulayamazsın, sen ona kafa tutamazsın Servet, senin haddine değil.<br /><br />Türk futbolcusunun nedeni belirsiz bir şımarıklığı olur genelde. Belki yine genlerimizden kaynaklı olabilir parası olan kendini kral olarak düşünür. Büyük takıma gelip 1 milyon barajını geçen oyuncu da kendini böyle sanıyor Türkiye'de. Servet Çetin sen değil miydin fenerbahçeden berbat hataların yüzünden kovulan. Türkiye şartlarında Sivas'ta iyi bir oyuncu gibi gözüktün, çünkü kavga dövüş ve güreş için uygun bir fiziğin var ama futbolculuk konusunda düşük bir yeteneksin.<br /><br />Tribünlere çağrıldığında yumruk şov yapmaktan uzak futbolcuları hiçbir zaman sevmedim. Bu oyunu seven adam, bu oyunun tribün ve şov kısmını da sevmeli, sevmiyorsa bile taraftar için o şova katılmalı. Sen kapasitesi düşük bir futbolcusun, taraftarın istediğini yapmazsın, hocana kafa tutarsın, e hala niye Galatasaray'dasın?Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-68638127981925142292010-08-23T10:36:00.003+03:002010-08-23T10:49:49.183+03:00A&A Production<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzPY1lNSp5GwgB7_kws15vKBsyQiROTF8la9YspWf0Qz-ukVwuq42wXGyuu3xTIu9cGpT-qeVk8q5QiPB45dpziopbxHs-gAys7h1JrQ6WSy4OsyS5eJ6l6qHwtw25XIzhYLtYvijsi1dA/s1600/adnansezginvepolat.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 308px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzPY1lNSp5GwgB7_kws15vKBsyQiROTF8la9YspWf0Qz-ukVwuq42wXGyuu3xTIu9cGpT-qeVk8q5QiPB45dpziopbxHs-gAys7h1JrQ6WSy4OsyS5eJ6l6qHwtw25XIzhYLtYvijsi1dA/s400/adnansezginvepolat.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5508508808472488018" /></a><br />Daha haftaiçinden dün akşamki maç için seyircinin pek fazla ümidi yoktu. Tribünler maça takımdan daha iyi başladı fakat sahadaki oyun, tribünleri ateşlemeye yetmiyordu. Çünkü bu bilet fiyatlarına gelen kişiler biraz da karşılık bekleyen kişiler, ayrıca ultrAslan örgütlenmesinden şikayetçi olan eski taraftarlar da artık yok. <br /><br />Son zamanlarda alışıldık şekilde, her an ne zaman gol yenir beklentileri içindeyken Bursaspor'un golü geldi. Uzun zamandır ilk geldiği performansından çok çok uzaklarında olan Hakan Balta, dün akşam da kanadının Volkan tarafından otobana çevirilmesine göz yumdu. İsabetli pas oranı da iyice düşen Hakan 5 metredeki takım arkadaşına pas veremez duruma gelmiş. Açtığı ortalarsa berbat ötesi durumda. Hakan Balta bu takımda oynamayı artık hak etmiyor.<br /><br />İsim isim saymak yine mantıklı olmayacaktır. Nedeni belirsiz küskün Arda, bu takımda ne işi var Ayhan ve bunun gibi bir çok örnek uzar gider. Taraftar artık enayi yerine koyulduğunu yavaş yavaş anlıyor. Bir anlık yönetim istifa talebinde bulundular ama bu sezon yönetim tarafından bedava kombineleri verilen kişiler tarafından bu çaba engellendi. Fakat artık onlar da bir yerde taraftar olduğunu hatırlayıp en azından Adnan Sezgin'in istifası istendi.<br /><br />Futboldan anlamadığı tescilli olan Adnan Sezgin'in yaptığı transferler ortadadır. Transfer yapmayıp eldekileri göndermese geçen seneden daha iyi bir takım olabilirdi Galatasaray. En azından istikrardan kaynaklı olarak. Kısa süre içinde bir düzelme gözükmüyor Galatasaray'da. Durumu buraya kadar getirenler bellidir. Biraz gururları olsa düzelme yönünde çabaları olurdu(istifa veya Haldun Üstünel'i geri getirmek gibi). Yoksa yakında tribünlerde daha sık duyulacak Abdul Kader Keita, Shabani Nonda sesleri.Unknownnoreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-72865506163929800212010-08-20T09:53:00.003+03:002010-08-20T10:28:53.274+03:00Ayhan, Rijkaard ve Yönetim<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMkMNgUSFuSP6o3sXzs_pJmOMrThdiJKOU3nJIBCJzZKGTVMuaTkrTfeH4q1y7HuH3v8gfGwpaDAJO8KCSRzySsrPH7OY2_MGYCXh-E-7u5T6dv_Jlzp6lVOsczk3zqRjR5Jiyz4KmgEbj/s1600/umut-dunyasi.Jpeg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 191px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMkMNgUSFuSP6o3sXzs_pJmOMrThdiJKOU3nJIBCJzZKGTVMuaTkrTfeH4q1y7HuH3v8gfGwpaDAJO8KCSRzySsrPH7OY2_MGYCXh-E-7u5T6dv_Jlzp6lVOsczk3zqRjR5Jiyz4KmgEbj/s400/umut-dunyasi.Jpeg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507389810279088882" /></a><br />Açıkçası dünkü faciadan dönüş için tek tek isimlere ağza gelen söylemek kolayı olur. Ama sorunun temellerine ve başlıkta bu yıl en çok şaşırdığım kişi veya kişilere değinmek daha mantıklı olacaktır. Maçın başında Galatasaray pek bir iştahlı değildi. İlk 10 dakika tribünden iyi destek geldi ama takım o kadar sıkıcı oynuyor ki, eh zaten o kadar paraya bilet alan adam, bu futbola hiç destek vermez. İlk yarı defansın çok güzel hataları ile goller geldi. Taraftar ilk ciddi protestosunu yaptı ve tüm tribünler alkışlarla takımı protesto ettiler.<br /><br />İkinci yarı seyirci köstek olmak yerine destek olmak yönünde fikrini değiştirdi. Bütün maç pek koşmayıp yatsa da sonuca direk etki eden Kewell ve ilk yarı tek düzgün iş yapan ve ödül olarak 35. Dakikada çıkarılan Mehmet Batdal'ın yerine giren Baros'un organizasyonları ile goller geldi. Tabi takımı ateşleyen tek unsur seyirci değildi. Öncelikle her atağı frenleyen, sadece sola doğru kat ederek(her seferinde topu kaptırarak) çalım atmaya çalışan, 10 pasından 5 tanesi heba olan Serdar Özkan'ın oyundan çıkması ile takım silkindi ve golleri buldu.<br /><br />Şimdi anlamadığım yerlere gelmek istiyorum. Dün Arda ortada oynatıldı yine ve Arda oynamadı. Geçen yıl gözden çıkarılan Ayhan bu yıl niye her maç 90 dakika oynuyor? Keita'yı gönderip yerine Serdar Özkan'ı almak nasıl bir dehadır? Hakan Balta bitmiş, bu oyuncuları takip eden bu düşüşlerini inceleyen, yerine göre ceza vermesi gereken kişiler kimdir? Serkan bu kadar hazırken(girdiği andan itibaren kanadı otobana çevirdi) bekler sakat ve formsuzken niye yedek bırakılır? Ali Turan iyi bir stoper olduğu için alındı. Daha ne kadar sağ bek oynatılarak adamın kariyerini bitirme çabalarında bulunacaklar? <br /><br />Sonuç olarak Galatasaray çok kaliteli bir takım değil. Kaliteli oyuncularını da satmak için müthiş bir çabası var. Rijkaard en düşük futbol bilgisi olan kişilerin yapmayacağı hataları yapıyor veya yaptırılıyor. Haldun Üstünel'in takıma kattığı havayı yok etmek için her şey yapılıyor. Ben artık Galatasaray'ı yönetenlerin bu renklere olan bağlılıklarına inanmıyorum.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-44796497802451291882010-08-19T10:22:00.002+03:002010-08-19T10:34:02.861+03:00Maç Öncesi : Galatasaray - Karpaty Lviv<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1G8-lOuLyQ0ECQU6WK8lo9dTMxCH-iDBXnjFevKPOvIrdeRHlhLocc9a6iiwHiBknLttJL-wYguWJmCWlpRZs0T27qO5REZF4QkJPFxQ-3tQKMhGFXMeFbN5Les77nelqp11EhTZMul89/s1600/idmanfoto.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 268px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1G8-lOuLyQ0ECQU6WK8lo9dTMxCH-iDBXnjFevKPOvIrdeRHlhLocc9a6iiwHiBknLttJL-wYguWJmCWlpRZs0T27qO5REZF4QkJPFxQ-3tQKMhGFXMeFbN5Les77nelqp11EhTZMul89/s400/idmanfoto.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5507020951678174706" /></a><br />Haftasonu Sivas karşısında alınan mağlubiyet ve kötü oyun sezon öncesi taraftarlarda umutsuzluk yarattı. Aslında geçen yıldan sonra doğru düzgün transfer takviyesi yapılmamış takımdan ne gibi bir patlama beklenebilirdi. Geçen yıl takımı sürükleyen adamlar Baros, Arda, Kewell ve Keita idi. Bunlardan herhangi bir tanesi oynamadığında denge kötü yönde bozuluyordu. Uzun süre Baros ve Kewell sakat kalınca berbat bir sezon geçirdik.<br /><br />Bu akşama gelirsek Baros takıma dönecek gibi duruyor ama çok uzun süredir maç temposundan uzak. Vücudundaki kas yapısında bile gerileme gözüküyor. Gücünü toplaması için daha zaman var. Kewell bugün kendi pozisyonuna geçtiğinde daha başarılı olacaktır. Fakat unutmamak lazım onun da gücü 50-60 dakika sürüyor tüm maçı kaldıramıyor.<br /><br />Bunların üstüne Pino'dan sonra Cana'nın da sakatlık haberi geldi. Yapılacak 5 transferden 2'si bu oyuncular ama ikisi de sakat. Diğer 3 transferi de 5 tane yabancı transferi yapacağız ama bu sezon yapacağız demedik biz diyerek yönetim yine bizi salak yerine koyabilir, dikkat edin biz zaten öyle anlamamıştık kozunuzu tutun.<br /><br />Son olarak Ali Turan'dan yine zorlama bir sağ bek maçı izleyeceğiz. Serkan Kurtuluş zaten yedeğin yedeğinin yedeği olmak için tutuluyor kadroda. Karpaty Lviv'i 1 veya 2 farkla yeneriz diye düşünüyorum. Tabi klasik Slav takımları gibi değil de geri düştüğünde haldır haldır saldıran bir takımsa yine göz boyayıcı fark bulmak mümkün.Unknownnoreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3897437544500184205.post-20700072395084100142010-08-18T11:49:00.006+03:002010-08-18T14:03:51.938+03:00Büyüksün ntvspor<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDI65A47nmAqqY_Av8bM0ZO4LJlVeMFELIdu8-CmqdSYa3lIDzXh1hgszWHtwNIunCMKt0gtmT6Uf3QJrL8rB5V89IFHtSypv_mGVz_Ce10j4834ns3lIIqO-TAm5pGatA00AByDiwuZpl/s1600/ntvmsnbc.jpg"><img style="cursor:pointer; cursor:hand;width: 400px; height: 196px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjDI65A47nmAqqY_Av8bM0ZO4LJlVeMFELIdu8-CmqdSYa3lIDzXh1hgszWHtwNIunCMKt0gtmT6Uf3QJrL8rB5V89IFHtSypv_mGVz_Ce10j4834ns3lIIqO-TAm5pGatA00AByDiwuZpl/s400/ntvmsnbc.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5506670137738191650" /></a><br />Son zamanlarda kaliteden iyice düşen ntv ailesinin yegane spor kanalının içerik ve güncellemekten uzak sitesinin bugün denk geldiğim olayı. Artık fotoğrafları editlemek de zor gelir olmuş. Resime tıkladığınızda daha açıklayıcı olacaktır.<br /><br />Zaten tüm olaylarını para kazanmaya çevirmiş durumdalar bunlara pek takılmıyorlardır artık.<br /><br />Haberin linki(düzelir mi bilemem):<br /><br /><a href="http://www.ntvspor.net/haber/trabzonspor/21718/34-yil-sonra-yine-liverpool">http://www.ntvspor.net/haber/trabzonspor/21718/34-yil-sonra-yine-liverpool</a>Unknownnoreply@blogger.com0