19 Temmuz 2017 Çarşamba

2017 Prag ve Karlovy Seyahatleri - 2. Bölüm Karlovy Vary


5 Günlük Çekya tatilini sadece Prag'la sınırlandırmak en az 1 günü heba etmek gibi hissettirdiği için alternatif günü birlik planlar yapmaya başladık. Gezinin 4. günü için Dresden, Karlovy Vary ve Viyana'yı listemize almıştık. Zaman, fiyat ve performans kriterlerini göz önüne aldığımızda son tercihimiz Karlovy Vary oldu.

Bir sonraki adım ise nasıl gidelim bu Karlovy'e kararı oldu. Şehir merkezinden kalkan otobüsler ve tren aklımızdaki ulaşım yöntemleriydi. Mesafe yaklaşık 120 KM. Tahmini varış saatleri ise 2.5 ve 3.5 saatler arası olunca biraz düşünmeye başladık. Yine minimal İngilizce bilgilendimeler sebebiyle trenden de otobüsten de emin olamadık. Bu sebeple ilk bölümde bahsettiğim havaalanı transferimizi yapan şöförümüzle yeniden iletişime geçtim. Uzun bir sohbetten sonra onun da kız arkadaşını davet ederek hep beraber bir seyahat planı oluşturduk. Aldığım fiyat bize özel de olsa 3-4 kişinin Karlovy gidiş dönüşü için hem en konforlu hem ekonomik seyahat methodu bizim için özel araç oldu.

Sabah erken saatte Karlovy Vary için yola koyulduk. Sabah yol üzerinde oldukça güzel manzaralı bir McDonald's'ta kahvaltı ettik. Lokasyon için tıklayabilirsiniz. Standart fast fooddan ziyade Patisserie kısmı da olan bir McDonald's olması kahvaltı tercihimizi kolaylaştırdı. Sonrasında tekrardan yola koyulduk. Otobanla başlayan yolumuz zamanla daraldı ve sonunda 1 gidiş 1 dönüş bir kasaba yoluna döndü. Yol üzerinde Çeklerin bira markalarından biri olan Krusovice'nin adını aldığı kasabadan da geçiliyor. Yol üzerinde bira tadımı için küçük bir tesis var, kesinlikle ziyaret etmelisiniz. Yolun bazı yerlerdeki daralmalarına rağmen hedefimize 1.5 saatte ulaşmayı başardık.

Karlovy Vary(Kralın Banyosu)

Şöförümüz, rehberimiz ve Çekyadaki en yakın arkadaşımız Dilshad'ın hikayesine göre bölge tarihinin meşhur kralı, Roma İmparatoru Charles IV'ün izlerini ülkenin birçok yerinde görebiliyorsunuz. Adını taşıyan Karlovy Vary'nin özelliği ise Charles IV'ün av merakına dayanıyor. Özellikle yükseltileri ve sık ormanlıkları ile Karlovy'nin etrafı doğal güzellikleri oldukça korunmuş yerlerden. Charles IV de bu bölgede ava çıkmayı severmiş ve bir gün av köpeklerinden birinin feryatlarını fark etmiş. Köpeğinin su dolu bir çukura düştüğünü fark etmiş ve hayvanın attığı çığlıkların sebebinin yer altından çıkan kaynak suyun olduğunu görmüş. Daha sonra detaylı kazılar ve incelemeler sonunda bölgenin şifalı suları keşfedilmiş ve böylelikle kralın ismiyle bu bölgede bir şehir yükselmiş.

12 farklı şifalı su kaynağına sahip şehirde her su kaynağının farklı hastalıklara iyi geldiği belirtiliyor. Fakat tedavi için gelenlerin kesinlikle danışman bir doktor ile hareket etmesi gerektiğini öğrendik. Bunun sebebi çıkan suların her ne kadar hangisinin hangi tedavi için kullanıldığı bilinse de hangi sırayla ve ne miktarla alınması gerektiği bölge doktorlarının uzmanlığında kalıyor. 12 su kaynağının da ısı dereceleri birbirinden farklı. Gördüğüm en sıcak kaynak 72 dereceydi, tadını test etmekten kaçındım bu sebeple. Yine küçük bir uyarı yapalım tüm suların tadına bakmak isterseniz günün ilerleyen saatlerinde mide ve bağırsak problemleri yaşamanız yüksek ihtimal, dikkatli olun :) Biz uyarıldık ve dikkat ettik, aynı uyarıyı da yapmak isterim.

Yine bir akarsu şehri olan Karlovy'i Ohre nehri şehrin farklı yerlerinde 2'ye bölmektedir. Bizim gezdiğimiz tarihi kısmı ortadan ayıran bu nehir gittiğimiz dönemde oldukça hızlı bir akıntıya sahipti. Şehrin bir diğer özelliği ise Çeklerin yerel içkilerinden Becherovka'nın merkezi olmasıdır. Şehrin hemen girişinde zaten Becherovka binasını görebilirsiniz. 32 farklı baharat özü bulunduran bu içkide bence karanfil en keskin tada sahip ve çoğu damak zevkine uygun olmadığını düşünüyorum. Ama 3 shot yaparak varsa gerginliğinizi azaltabilirsiniz.


Şehrin bir diğer özelliği ise Film Festivali. Merkezde gördüğümüz en çirkin bina olan Hotel Thermal komünist dönemde ve bu döneme özgü mimari özelliklerde inşa edilmiş. Şehrin en ünlü otellerinden biri olan Thermal, Karlovy Film Festivali'ne de ev sahipliği yapmaktadır.


Şehrin bir diğer gözden kaçmaması gereken noktası ise Grandhotel Pupp. Casino Royale filminin son kumarhane sahnesi bu otelde çekildi ve yine Hit Me demek veya bir kaç düğmeye basıp zaman geçirmek isterseniz, James Bond'un takıldığı yerlerde kumar oynama şansınız bulunuyor. Otelin giriş kısmındaki ağacın etrafındaki taşların arasına yerleştirilmiş ve otelde kalan ünlülerin isimlerinin olduğu plakaları görebilirsiniz.



Son olarak şehirle ilgili bizlere özel, çok güzel bir ayrıntı da bulunuyor. Son ziyaret noktamız Carlsbad Plaza oluyor. Ulu Önderimiz 1918 yılında yaşadığı böbrek problemleri ve savaş sonrası rahatsızlıkları sebebiyle şifa bulmak için bu şehre gelmiştir. Carslbad Plaza'da 1 ay konaklayan Atatürk, hem tedavi olmuş hem de ülkenin geleceği ile ilgili çalışmalarına devam etmiştir. Otelde Atatürk'ün ismiyle ayrılmış bir Lounge bulunmaktadır. Hatıralarımızı aldıktan sonra buradan ayrıldık.

Günlük bir gezi için gerçekten güzel bir seçim yaptık. Şehrin kendine özel Bohemya tarzı cam işleri, yine kaynak sularını doğru bir yöntemle içebilmek için özel üretilmiş mini sürahiler güzel hediyelikler olabilir. Çek Cumhuriyeti'ne gidiliyorsa kesinlikle ziyaret edilmeli listenize eklemelisiniz.





4 Temmuz 2017 Salı

2017 Prag ve Karlovy Seyahatleri - 1. Bölüm Prag


Yılın yarısı henüz bitmeden 3 yurt dışı seyahatiyle ilgili kısa bilgiler ve küçük ipuçları paylaşmak güzel olur diye düşündüm. Yine buraları çok ihmal ettiğim dönemlerdeyim, her seferinde geçici olmasın bu heves desem de başarı oranım oldukça düşük gibi gözüküyor.

2017'nin ilk durağı Prag ve Karlovy oldular. Mart ayının sonunu seçerek biraz risk alsak da şansın da yardımıyla hava durumu pek üzmedi. Wikipedia'nın da şu sıralar yasak olduğu dönemlerde belki de merak edenler için bir tane bile faydalı bilgi olursa güzel olur herhalde.

Genel Bilgiler

Çek Cumhuriyeti yakın bir geçmişte ülke ismini Çekya olarak kısaltmış olsa da halkımızın dilinde Çekoslavakya ve Çek Cumhuriyeti olmaktan öteye gidemiyor. TL'nin Dolar ve Euro karşısındaki kayıpları beni de mecburen Pegasus'la seyahate zorluyor. Hal böyle olunca da artık hava alanına ulaşım zamanını normalden 30-40 dakika öncesine çekmekte fayda olduğunu söyleyebilirim. Maalesef henüz 35 dakikadan daha erken sürede Pegasus'a valizlerimi teslim edemedim.

2 saatin çok az üzerinde süren uçuş süresinin ardından Prag'a indik. Prag dış hatlardan girişte Duty Free'ye uğrama şansınız yok, direkt olarak Pasaport kontrolü ve çıkışa yönlendiriliyorsunuz. Uluslararası uçuşlar göz önüne alındığında oldukça küçük bir havalimanı var başkentin. A ve B olarak 2 terminale ayrılmış alanda iki tarafta birbirine oldukça yakın.

Konaklama için tercihimiz Air BNB oldu ve transfer için çalıştıkları özel şöför 3 kişiye kadar 20, 4 kişi için 25 €'luk bir transfer ücreti talep ediyor. Valizler ve kalacağımız yere direkt gidiş açısından oldukça ekonomik bulduk ve bu şekilde şehir merkezine geçtik. Şöförümüzle daha sonra kanka oluşumuz oldukça işe yaradı, hem şehir konusunda hem de Karlovy seyahati için daha sonra tekrar bir araya gelecektik. Tercih etmek isteyenler olursa iletişimi konusunda yardımcı olabilirim.

Şehir merkezi havalimanına görece yakın mesafede Taksi, Otobüs ve özel transfer en iyi ulaşım alternatifleri. Havalimanı şehrin batı tarafında kalıyor, yani Kalenin ve Petrin Kulesinin olduğu bölüm. Konaklayacağımız yer ise Prague 3, tren istasyonuna 5-6 dakikalık yürüyüş mesafesindeydi. Öncelikle AirBNB ofisinden anahtarımızı aldık, kişi başı 3€ olan şehir vergimizi ödedik ve sonrasında dinlenme fırsatını bulabildik.

1. Gün

Prag'la ilgili okuduğum yazıların çoğu ucuzluğu konusunda fakat 1 Koruna(Yerel deyişle Kron) TL parametresinin 6,90'a düştüğünü unutmamak lazım. O Prag artık ucuz bir yer değil fakat konaklama konusunda cidden uygun fırsatlar bulunabiliyor. İyi bir AirBNB takibi işe yarayacaktır. Tramvay ağı şehri çok iyi dolaştığı için merkezden biraz uzakta kalmaktan çok çekinmeyin. Tren Garını baz alırsanız rayların üst kısmı daha yokuşluyken nehir kenarları ise nispeten daha düz ve yürümeye uygun.


İlk akşam yemek için Foursquare yardımı ile civarda öncelikle bir et restaurantı bulduk. 10 dakikalık yürüyüş sonrası butik bir  restauranta girdiğimizde hani sizin rezervasyonunuz muamelesi ile ilk kez yüzleştik. Foursquare yorumlarında unutulan bir özellik olmuş maalesef, evet Prag'da kalitesi yükselen ve iyi yemek yenebilen her yer için rezervasyon büyük ihtimalle gerekecektir. Almadan gitmeyin boşuna üzülmeyin. Mekanda boş masalar oluşu sizi davet etmeleri için yeterli sebep değil, çok da umursadıkları bir konu da değil. Hemen yiyip kalkacağım da kesmiyor. Aynı akşam bir hamburgecide de rezervasyon tuzağına düştükten sonra kendimizi dönercide bulduk. Açlığımdan sebep tercihimi dürümden yana kullandım fakat methodun Berlin'le aynı olacağını düşünmemiştim. Bitirmek oldukça zor oldu.

Dürüm ve Ayran toplamda 22-23 TL'ye mal oldu. Ucuz değilden kastım buydu aynı menü Berlin'de tercihi bira bile yapsanız 4,5 - 5,5 € değerleri arasında. Prag 3 turumuzla beraber ilk günü tamamladık. Prag 3 alanında görmeye değer en uygun yer Zizkov TV Tower bunun haricinde uygun bar ve restaurantlar bulunabiliyor.



2. Gün

2. günle beraber şehir turuna başladık. Tren garının güneyinden aşağıya doğru yürüyüşe geçtik. Ulusal Müzenin eski ve yeni binalarının arasından Wenceslas Meydanı'na çıktık. Şehrin yeni merkez noktalarından aynı zamanda fotoğraf için uygun yerlerden biri. Özellikle gece hayatını sevenler için bu meydan ve civarlarında eğlenmek için güzel yerler olduğunu duydum.


Wenceslas Square
Bir sonraki durak Dancing House olacaktı. Wenceslas'tan nehire doğru yöneldik sonrasında Vodickova caddesi üzerinden Vítězslav Hálek Memorial önünde birkaç fotoğraf çekerek yola devam ettik. Yine Avrupa'da ünlü şehirlerde bulabileceğiniz Hooters restaurantı da bu civarlarda, meraklısı uğrayabilir. Daha sonrası ilerleyip Resslova'dan nehir tarafına döndük burada yol üstünde Anthropoid filminin final sahnesindeki St Cyril and Methodius Cathedral'in önünden geçiyorsunuz. Filmi izleyenler kaçırmasın yine filmi izlememiş olanlara da Prag için güzel bir tavsiye olacaktır.

Ardından Dancing House'un önünde hatıraları aldıktan sonra yolumuza nehri geçerek devam ettik. Dancing House'un seyir terası ve ilginç mimarisi haricinde önemli başka bir özelliği bulunmuyor. Beklentiyi yüksek tutmamakta fayda var.
Dancing House

Bir sonraki Kafka ve Nazım'ın sıklıkla ziyaret ettiği Cafe Savoy olacaktı. Hem kısa bir mola hem de oldukça meşhur olan bu kafenin girişinde de yine rezervasyon sorusuyla baş başa kaldık. Neyse ki mekan oldukça boştu ve bir masa vermeye razı oldular. Porsiyonlar küçük bu yüzden doymalık birşey yerine kahve içip mekanın keyfini çıkarabilirsiniz. Ya da bira veya şarap da tercih edilebilir. Daha sonra Karlov Most'a doğru ilerledik. Biz ziyaretini daha sonra yapsak da yol üzerinde biraz arkada kalsa da John Lennon Pub ve Wall kesinlikle görülmeli.
Daha sonra şehrin en meşhur köprüsü olan Karlov Most'tan geçerek Old City'e doğru yol aldık. Yemek için tercihimiz Hard Rock Prague oldu. Doğu Avrupa'nın en büyük Hard Rock Cafe'si yine dizaynı da oldukça güzel fiyatlar İstanbul'dan fazlaya geliyor. Ama birası da yemekleri de gayet başarılı.

Günün son durağı ise Prag Kalesi olacaktı. Yine Çekya'nın Katedrali'de kalenin içerisinde olduğu için bir çok yeri aynı anda ziyaret fırsatı oluşuyor. Karlov Most'tan kondisyonuna güvenen yürüyerek kaleye çıkabilir. Gerçekten güzel tarihi bir yol sizi bekliyor. Fakat yine toplu taşıma ile de çıkılabilir. Biz yürüdük, biraz zorlandık fakat zirveye çıkınca Prag ayaklarımızın altında kaldı. İlginç bir Starbucks'ın terasında fotoğraf için bir bölüm var. Uzak doğululardan fırsat bulunursa güzel hatıralar alınabilir.

Sonrasında kaleye giriş yaptık. Genelde yoğun olan girişte askerler metal dedektörleri ile tek tek arama yapıyorlar. Sonrasında kalenin iç kısmına geçiş yapıyorsunuz. Budapeşte'de olduğu gibi kale olarak isimlendirilen yer filmlerdeki taş kalelerden biraz daha farklı. İlk avlu geçildikten sonra Aziz Vitus Katedrali görkemli bir şekilde karşınızda belirecek. Giriş için bilet alıp uzun bir kuyruğu göze almanız gerekiyor.

Kalenin içerisinde St. George's Bazilikası da bulunuyor. Yine bir çok müze kalenin içinde ziyaret edilebilecekler yerler. Bunlardan ücretsiz olan sadece 1 tane müze bulunuyor ve bu müzede eski savaş zırhları, baltalar, kılıçlar, tabanca kılıçlar arbeletler ve işkence odası görülmeye değer. Yine bu müzede 300 Krona Arbeletle ok atmayı da deneyebilirsiniz. Kale günün kalanını yediği için Old City bir sonraki güne kaldı.


3. Gün

Prague 3'ten yine yokuş aşağı yürüyüşle güne başladık ve öncelikle 4. gün gitmek istediğimiz farklı şehirler için keşifte bulunalım istedik. Gar'ın Doğu yönünden girişi bulunmuyor bu yüzden nehir tarafındaki Vrchlicheko Sady parkından giriş yapabilirsiniz. Bu parkta çok sayıda evsiz bulunuyor, biraz dikkatli olmakta fayda var. Gara giriş yaptığımızda ise yine bir Çek Cumhuriyeti gerçeği ile yüzleştik. İngilizce'yi gerçekten sevmiyorlar ve geliş-gidiş tabelaları hariç neredeyse İngilizce hiçbir yönlendirme, bilgilendirme bulunmuyor.


Biraz zorlansak da birkaç tren firmasının satış ofisine girmeyi başardık fakat bilgi için koyulan ekranlarda yine İngilizce seçenek yoktu, şehir isimlerinden bazı tarifeleri çözebildik ama trenlerin hepsi oldukça yavaş haliyle 180 KM yolu 4 saatte gitmek istemedik. Mecburen şehir gezimize devam ettik.

Hybernska caddesinden Powder Tower'a doğru yürüdük. Bu kule şehrin en iyi zihin haritalama için kullanılabilecek yerlerinden. Sonrasında Palladium AVM'ye geçtik ve kısa bir mola verelim dedik. Bu AVM bizim yemek katı kısmında bildiğimiz AVM'lerden ayrılıyor. Bunun haricinde oldukça sıradan. Alışveriş için uygun diyemem içinde Türkiye'de bulunan markaların ürünlerinin tamamı Türkiye'de daha ucuz.

Sonrasında Kralodvorska caddesinden Old Town'a geçiş yaptık. Starometske namesti tabelaları sizlere yardımcı olacaktır. Oldukça güzel bir meydan, Tyn Kilisesi ve Astronomik saat görmeden geçemeyeceğiniz yerler. Yine bu meydandan Karlov Most'a doğru giden yol da oldukça keyifli, tarihi çarşıda zaman geçirmek oldukça keyifli.

Bu sefer Manesuv Most'tan karşıya geçtik ve nehir kıyısına indik. Küçük bir parkın olduğu bölümde çok sayıda ördek, kuğu ve hatta bir de su samurunun olduğu bölüme geçtik. Her ne kadar beslemek yasaktır uyarılarına rağmen turistler bu yasağı pek de umursamıyorlar. Hayvanlar oldukça evciller, hem dinlenmek hem de keyifli vakit geçirmek aynı zamanda Karlov Most'u arka plana alarak fotoğraflamak için oldukça iyi bir yer.

Sonrasında Franz Kafka müzesini ziyaret ettik ve Prag'ın en dar sokağından(Nejuzsi Prazska Ulicka) geçişi deneyimledik. Aynı anda 2 insanın yan yana geçemediği bu sokak nehir kıyısındaki bir cafeye açılıyor. Bu yüzden geçtikten sonra gideceğiniz yer burası olacak, bilginiz olsun.



 Son Notlar
 
- Franz Kafka büstü ilginç bir sanatsal eser, görülmeli.
- Yerel yemek kültürü gelişmiş değil klasik Doğu Avrupa lezzetlerinin küçük farklı versiyonları ve isimleri ile sunuluyor. Örn: Trdelnik (Macaristan: Kurtoszkalacz)
- Becherovka denenebilir. Tatlı olması çabuk çakırkeyf edebilir fakat yoğun bir karanfil ve baharat tadı var herkese hitap edeceğini düşünmüyorum.
- Çok çeşitli biraları var ağırlık Pilsner tarzı benim favorim Staropramen Unfiltered.
- Vysehrad az bilinen bir park ama manzarası, kilisesi ve yürüyüş alanı olarak muhteşem, bence görülmeli.
- Gece hayatı çok hareketli fiyat performans olarak Avrupa'nın en iyi yerlerinden, aradığınız herşeyi bulabileceğinizi düşünüyorum.